Siyasi ‘birlik’telik olmadığı sürece.
Başarının konuşulması da yavan kalır.
Parti içi demokrasinin.
Kişisel ‘ego’larla yönetilmesi.
‘Bencil’likle belirlenmesi.
‘Kibir’le yol verilmesi.
‘Ben’ yaklaşımıyla sürdürülmesi.
Hedefsel yürümeyi de engeller.
Sistemsel oluşumun.
Siyasi yansıması da budur.
Yani.
14 Mayıs’a ‘birlik’telik değil.
‘Bencil’likle.
‘Kişisel’ gayretle gidiliyor.
İyi mi?
*
AK Parti’nin geldiği nokta…

Potansiyellerin bir bir yok edildiğidir.
Mirasyedi gibi bitirdiler.
24 Haziran’da alınan 2 vekillik var.
14 Mayıs’ta daha geriye gider mi?
Böyle bir çalışma.
Planlama.
Programlama.
Kişisel bakışla.
Mümkündür.
Dün ‘millet’in oluşumu.
Bugün ‘benim’ olgusuna dönüştü.
*
14 Mayıs için ‘hedef’ koyan iktidarın.
Süreci oldukça ‘yavan’ götürmesi.
Teşkilat bazlı yürüyüşün göstergesi olsa gerek.
Özellikle.
Sürecin ‘yürütmesi’ seçim koordinasyon merkezinin tecrübesiz olması da...
Kritik 14 Mayıs için ‘endişe’ verici noktayı getiriyor.
*
Gelinen nokta.
AK Parti kendi hedefini korken.
Sanırım teşkilatların bu kadar yavan.
Heyecansız.
Coşkusuz olacağını beklemiyordu.
Hele hele tecrübesiz.
Süreci algılayamayan.
Değerlendirme yapamayan.
Toplum psikolojisini anlamayan.
Teşkilat mensuplarından oluşması da.
AK Parti’nin ‘millet’ten kopuşunu gösteriyor.
*
Muhalefet için bu durum ballı kaymak.
Hiç bu kadar istekli.
Arzulu.
İnançlı olmaları.
AK Parti’nin yansıttığı siyaset karşlığı...
*
Fark dedik ya.
Geçmiş seçimlere bakıp.
14 Mayıs’ı tahmin etmek zor olmuyor.
Özellikle.
Parti içi dayanışma ‘hiç’ edilirken.
‘Birlik’ adına ortaya konanların.
Sadece ‘söylem’den kaynaklı olduğu da görülüyor.
Yani.
İktidarın kan kaybı teşkilat endeksli.
Muhalefetin arzusu iktidar bazlı..
*
Bu durum sonuca yansır mı?
Milletvekili adaylarının çalışmalarına.
‘İnanç’larına...
‘Kabul’lenmelerine bağlı.
İktidarın teşkilatları sınıfta kalırken.
Adayları ‘süreci’ yansıtacak.
*
Anlatabildim mi?