Yozgat’ta yaşam zordur.
Zorluğun temel nedeni coğrafi konum.
Bu coğrafik özelliği değiştirme şansımız bulunmuyor.
İki tepenin arasına sıkışmış doğal bir hava koridoru yazın estiğinde ferahlatıyor, kışın estiğinin de soğuk katmerli işliyor kemiklere...
Yozgat şehir yerleşiminden daha çok doğal bir baraj alanı...
Sal Esentepe’den suyu, tut Sarıhacılı da olsun size doğal baraj...
Bana kalmıyor iyi ki...
Bununla yaşamak zorundayız.
Doğanın dengesini insan ne yaparsa yapsın top yekûn değiştiremiyor.
Öğle tuhaf bir durum var ki Yozgat merkezin soğukluğu ne Çalatlı da nede Sarıhacılı da hissedilmiyor.
Teknik bir konu ama beş derece fark ediyor gibi...
Yozgat girişinin de hissedilmeyen soğukluk, şehre girişle kar, tufan felaket...
Çalatlı da güneş olur, Merkezde ayaz...
Bunu Yozgatlı iyi biliyor.
Çünkü yaşıyor.
Hal böyle olunca “ayaza” soruyorlar.
“Sen nerelisin” diye ?
Anam Sivaslı...
Babam Erzurumlu...
Ama ben Yozgat’ta ikamet ediyorum...
Bu handikap vatandaşın cebinine de yansıyor.
Kombiler ekstra mesai yapıyor!
Güneş ısıtmaz hale geldi.
Güneşi gören masum Yozgatlı da soluğu dışarıda alıyor.
Duvar dipleri...
Kent meydanı...
Güneye bakan yamaçlar ihtiyarlarla doluyor.
Amaç “sırtı kızıştırmak” ...
Her şeyi herkesi eleştirirken , doğayı eleştiremiyorsun.
Haşa!
Yaşamak zorundasın bununla...
Baraj yapsan olmuyor...
Park yapsan kullanılmıyor.
Yozgat bir kış memleketi.
Bu sene kışında sadece ayazını gördük.
Barajlar, topraklar kara hasret..
Bu geçici bir süreç..
Önümüzdeki kış çetin geçecek!
Kışa göre düşünmek...
Kışa göre şekil almak...
Kışa göre proje ürütmek gerekiyor.
Üretebiliyor muyuz?
Bunun kararını size bırakıyorum.
Naylon poşetlerle yaptığımız kayakların yerine, başka şeyler almalı..
Tornetler yaptığımız bir sporun bir kulübü olmalı...
Derinleştirmeye , ironikleştirmeye gerek yok.
Üşüyoruz...
Kışı başka dert...
Yazı başka bir dert..
Lakin yine de seviyoruz Yozgat seni...

Editör: Haber Merkezi