Bizler tıpkı bir bilgisayar gibiyizdir.
İyi bilgi yüklersek iyilik çıkar.
Kötü bilgi yüklesek kötülük.
Et yersek etçil, ot yersek de otçul oluruz.
Yıllardır insanoğlunun neden farklı olduğunu düşünmüşümdür. Mesela birisi neden et yemekleri sever?
Biri başkası sebze yemekleri!
Ya da birisi sinirli iken bir öbürü oldukça uysal.
Bazıları bunların insan DNA’larında yatıyor olduğunu söyleyebilir.
Ama sanırım her şey kendini alıştırmaktan geçiyor. Etli yemekleri seven birisi muhtemelen hayatının çoğu anında bu yemekleri yiyor.
Hep etli yemek yeniliyor. Böyle yemekler yediği içinde vücut buna alışıyor.
Olur mu?
Olur..!
Sebzeli yemekleri yiyen birisi içinde bu geçerli, o da çoğu kez bu yemekleri yediği için, artık sebze yemekleri onun hoşuna gidiyor. İnsan vücudunu neye alıştırırsa vücut ta onu istiyor. Alıştırdıklarınızın dışındakileri almak istemiyor. Aldığında da mutlu olamıyor. Ya da zevk hissi vermiyor.
Bu, hayata pozitif ya da negatif bakan insanlarda da böyle.
Hayata hep negatif bakan birisi, karşılaştığı bütün olaylara böyle yaklaştığı için ruhunu negatifliğe alıştırmış oluyor.
O farkında olmasa da ruh sinirli ve negatif bir yaşam tarzı sürüyor.
Pozitif bir durum sergilemeye başladığında ise yine mutsuzluk başlayabiliyor.
Bu hayata pozitif bakan bireyler içinde geçerli. Ruhunu pozitifliğe alıştıran birisi, karşılaştığı olaylara çoğu kez pozitif bakar.
Böylece ruhunu bu şekilde mutlu eder. Ya da bu onun için yaşam felsefesi olur.
Bu insanlarla ilişkilerde de böyledir. Ruhunu acıya alıştırmış birisi, aşık olduğu insana da acı yaşatır. Çünkü o acı ile mutluluğu ya da huzuru bulur. Ya da bulacağına inanır.
Çünkü insan ne ekerse onu biçiyor.
Her şeyde bu geçerli.
Hayatını acıya alıştıran birisi acı ile mutlu olacaktır.
Ya da huzuru bulacaktır.
Hiç et sevmeyen birisi, ısrarla etli yemekler deneyerek, bu davranışında bir değişikliğin olmasını sağlayabilir.
Ya da sebze yemekleri yemeyen birisi bunu deneyerek, alışkanlığını değiştirebilir. Ruhları değiştirmekte böyle oluyor.
Negatif olan, pozitif, pozitif olan negatif olabilir. Bu nedenle hayatımıza sevgiyi yükleyelim. Sevgiyi yükleyelim ki hayata hep bu gözle bakalım.
Pozitif olmayı yükleyelim de hep güzel bakalım hayata.
Güzel bakalım ki güzel işler başaralım. Kendimizi bilgiye adayalım ki, içimizden bilgi çıksın.
Seçim sizin et’te yiyebilirsiniz, ot' ta, sonuçta; neye alıştırırsanız kendinizi onu yaşıyorsunuz!

Editör: Haber Merkezi