İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum olarak görevlendirilen Gürsel Tekin, parti binasına alınmayacaklarına dair iddialar üzerine açıklamalarda bulundu. CHP yönetiminin, beş kişilik kayyum heyetinin il binasına girmesine izin vermeyeceği yönündeki tavrına karşılık Tekin, binaya girmenin şart olmadığını dile getirdi.
SÖZCÜ gazetesine konuşan Gürsel Tekin, "Ben ve arkadaşlarım bugünden itibaren göreve başladık. Parti yönetimi illa binada yapılacak diye bir kural yok. Daha önce il başkanlığı yaptığım yaklaşık üç buçuk yıllık dönemde il binasında toplamda 40-45 gün bulunmuşumdur. Siyaset masa başında yapılmaz. Particiliğimi sorgulatmam" şeklinde konuştu.
CHP içinden kendisine yönelik gelen tepkilerin, kendisini provoke etme amacı taşıdığını savunan Tekin, şu ifadeleri kullandı:
"Ben kimseyle kavga etmek, kimseyi kırmak istemem. Partiyi bu hale getiren ben değilim. Ortada bir sorun varsa, çözülmeden mi bırakacağız? Partiden ihraç kararım hemen açıklandı ama parti üyeliği devam eden, hatta itirafçı olduğu bilinen yedi kişiyi hâlâ kimse gündeme getirmiyor."
Gürsel Tekin, mahkemenin sadece CHP'lileri değil, başka isimleri de kayyum olarak atayabileceğini belirterek, “İstanbul 2 No’lu Baro’dan da atama yapılabilirdi. Ancak biz yıllarını bu partiye vermiş insanlarız. 42 yıldır CHP’deyim ve her kademede görev aldım. Aynı şekilde görev alan arkadaşlarımız da var. Bu durumdan niye rahatsızlık duyuluyor anlamıyorum. Bu göreve gelmek için bir çabamız olmadı. Artık görevdeyiz ve partinin tüzüğüne, hukukuna uygun şekilde süreci yöneteceğiz. Amacımız, partinin içine düştüğü krizi çözmek. Görevden alınan arkadaşlarımızın da hukuki haklarını korumakta kararlıyız" dedi.
"Mahkeme Yetkisini Aştı" Uyarısı!
Öte yandan, CHP'nin Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu da karara ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetki sınırlarını aştığını savundu. Yakupoğlu şunları söyledi:
"Asliye hukuk mahkemeleri yalnızca, Siyasi Partiler Kanunu'nda açıkça düzenlenmemiş durumlarda devreye girebilir. Bu da kongrenin başlatılması, divanın oluşturulması ve gündem maddeleri görüşülene kadar olan kısmı kapsar. Seçim sürecine girildiğinde ise sorumluluk ilçe seçim hakimindedir. Hakim, seçimi gerçekleştirir, sonucu kesinleştirir ve mazbataları verir."
Yakupoğlu ayrıca, seçim sürecinin Siyasi Partiler Kanunu’nun 21. maddesine göre yalnızca ilçe seçim kurulu hakimi gözetiminde yapılabileceğini ve verilen kararların bağlayıcı olduğunu vurguladı.
"Bu noktada yalnızca Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa’nın 79. maddesi uyarınca tam kanunsuzluk hali oluşursa müdahale edebilir. Asliye hukuk mahkemelerinin bu sürece müdahale hakkı yoktur. Verilen karar, açıkça hem Anayasa’ya hem de Siyasi Partiler Kanunu’na aykırıdır ve bir yetki gaspıdır."
Yakupoğlu ayrıca, Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin dahi YSK kararlarını inceleme yetkisi olmadığını daha önce net şekilde ifade ettiklerini hatırlattı.




