Evet, insanlar artık mutsuz. Bu cümleleri sık sık duymaya başladık. ‘ben mutsuzum, o mutsuz, diğeri mutsuz.’
Peki insanlar neden bu kadar mutsuz?’
Çalışan insan mutsuz, çalışmayan insan mutsuz. Gezen insan mutsuz, gezemeyen insan mutsuz.
İşveren insan mutsuz, işçi mutsuz. Para kazanan insan mutsuz, para kazanamayan insan mutsuz.
Aşık olan insan mutsuz, aradığı aşkı bulamayan insan mutsuz. Evli insan mutsuz, bekar insan mutsuz. Sağlıklı insan mutsuz. sağlığı yerinde olmayan insan mutsuz. Seçen insan mutsuz. seçilen insan mutsuz.
Ağlayan insan mutsuz. gülen insan mutsuz. Anne mutsuz, baba mutsuz, çocuk mutsuz.
Çiftçi mutsuz, şirket sahibi mutsuz, esnaf mutsuz, çırak mutsuz, ev alan mutsuz, ev satan mutsuz, oturan insan mutsuz iş yapan insan mutsuz işsiz kalan insan mutsuz, bunların hepsini geç evlatlarımız bile mutsuz artık dışarıda oynayamıyorlar okula gidemiyorlar kapalı cezaevi gibi bu küçücük yaşta evlere hapis oldu yavrularımız kısacası herkes mutsuz ve umutsuz.
Her biri ne kadar tanıdık ne kadar yakın. Bunları söyleyen birini duyduğumuzda şaşırmıyoruz arttık. Çünkü şehirlerde veya köylerde yaşayan hiç fark etmez her insan bu kelimelerden her birini her gün kullanıyor.
Peki insanlar neden bu kadar mutsuz ve umutsuz.
Halbuki para kazanan işleri yolunda giden sağlığı yerinde olan aşık olan gülen gezip eğlenen insanlar çok mutlu olmaları lazım ama tam aksine bu saydığım insanların çoğu her ne kadar gülse oynasa da mutsuz ve umutsuz.
Çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi değil hayat şartları insanları her geçen zorlamaya başladı. Her geçen gün hayat bizi daha da çok çalışmaya ve yormaya başladı.
İş hayatı bir yandan, sağlık problemi bir yandan evlilik ilişkileri bir yandan geçim derdi bir yandan.
Öyle bir durumun içerisindeyiz ki ne kadar mutlu olmaya çalışsak da akşam yastığa başımızı koyduğumuzda kesin bir şeyleri düşünüyoruz ve çözüm üretmeye çalışıyoruz kendi kendimize.
Her hangi bir konu üzerinde karşımızdakiyle çözüm üretmeye çalıştığımızda bile her an birbirimizi kırmaya meyilliyiz artık o derece insanların psikolojileri bozuk durumda. Yolda yürümeye korkar oldu insan yanlışlıkla birine omuzun çarpsa her an bir darbe yiyebiliriz korkusu var insanların aklında.
Hani eskilerin bir lafı vardır, ‘’AZA KOYSAM OLMUYOR ÇOĞA KOYSAM DOLMUYOR’’ diye şuan tamda bu durumdayız. Biz insanlar olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz. Belki de bizi mutsuz eden sebeplerden bir tanesi de bu belirsizlik, çaresizlik, inşallah bu günlerde geçer.
Nerede o eski günler taşlı tozlu topraklı yollar çıkmaz sokaklar, eski günlerde sadece kışlar soğuk olurdu şimdi kışları sıcak insanları soğuk artık.
Acaba diyorum bu günleri eskiciye versek yerine bir kilo mandal alabilir miyiz?

Ben şahsım adına güzel günler istemekten vazgeçtim artık… Bana eskide kalan güzel günlerimi verin yeter. Eğer eskilerden dönen biri olursa bana eski güzel günlerimi geri getirsin!!!
Sağlıklı mutlu ve umutlu günler diliyorum.

Editör: Haber Merkezi