Pasif içicilik, aile öyküsü, bazı kimyasallara maruziyet, radyasyon maruziyeti, hava kirliliği gibi diğer risk faktörleri de akciğer kanseri riskini artırabilir. 
Tütün kullanımının azaltılması ve sigara içilmemesi en etkili yöntemler arasında yer alıyor.
Dr. Şahin ayrıca, asbestin de akciğer kanseri riskini artırdığını ve özellikle inşaat ve üretim sektöründe çalışanlarda mesleksel olarak maruziyetin söz konusu olabileceğini belirtiyor. Asbestin solunması sonucu akciğer zedelenebilir ve akciğer zarı kanseri gelişebilir. Sigara içen kişilerde asbest maruziyetinin akciğer kanseri riskini daha da artırdığı vurgulanıyor.
Ülkemizde "Akciğer Kanseri Tarama Programı" çalışmalarının yürütüldüğüne değinen Dr. Şahin, bu taramaların sigara içme öyküsü ve yaş gibi risk faktörlerine sahip olan ve akciğer kanseri riski yüksek olan kişilere önerildiğini belirtiyor. Akciğer kanseri riskini azaltmanın en iyi yolunun sigara içmemek ve pasif içicilikten kaçınmak olduğunu vurguluyor.
Akciğer kanserinin belirtilerinin tümörün yerleşimine, büyüklüğüne ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösterdiğini ifade ediyor. Bu belirtiler genellikle birkaç yıl boyunca fark edilmeyebilir ve hastalık ileri evreye gelene kadar teşhis edilemeyebilir. 
Akciğer kanseri tanısı konulan hastalarda belirtiler genellikle akciğer grafisi gibi kontroller sırasında ortaya çıkabilir. HABER MERKEZİ
 

Editör: Hakimiyet Gazetesi