Kalpsiz bir vücut olmadığı gibi, sevgisiz de bir dünya olmamalıdır. Sevmek, bağışlamaktır. Sevmek, hoş görmek, sevmek kudretimizin yetiği kadar işlerden elimizi eteğimizi çekmektir. Yüzü görülmeyen yüreklerin kapısını açan anahtardır. Hayatın tadını anlayıp, yaşamak gayesini kavramak içimizde bulunan güzelliklerin yaşaması ile olur. Sevmiyoruz, sevemiyoruz, sevmesini bilmiyoruz. Bizim sevgimiz dünyanın en hoyrat düşüncelerine benziyor. Seven bir kişi gözler önünde ürkütücü tablolar sergilemez. Sevginin tohumlarını içimize yanlış yerleştirmişiz. Sevgiyle, minnet duygusunu kurtarmışız. Sevgiyi gerçek kaynaklardan uzak kaynaklarda arıyoruz. Gençlerin gözünde sevgi deyince, sevgili, büyüklerin gözünde ise gençliğin buruk acıları akla geliyor. Hepimizin sevgisinde bir takım çizgiler mevcuttur. Tıpkı buruşmuş kâğıdın, açılan pencerenin aydınlık çerçevesidir. İnsan sevgiyle bütünleşir. Nasıl dünyanın enerji kaynağı Güneşse; insanların ruh kaynağı; sevgi jeneratörünün çarklarından çıkan sempatik davranışlardır. Sevgi insanlara ve dünyaya açtığımız gönül kapısıdır. Kişilerin varlıklar üzerindeki aksidir. Sevmek ve çılgınlık, ne de beyhudeliktir. Birbirini seven insanlar her türlü kirli ve süfli düşüncelerden uzaklaşmışlardır. Sevmek ve sevilmek modern çağın bulduğu bir buluş değildir. İnsanları anlamak ve yardımcı olmak ve onların yürüdüğü dikenli yolları temizlemek için, içimizden gelen arı ve duru bir sevgiyle harekete geçelim. Bugün sevdiğimiz birisinden kendi menfaatimiz için yarın nefret ediyorsak, içimizdeki sevgi tohumu asla boy atmaz. Kaprisli bir insan olmayalım. Kişileri, yolu kendine çıkan değerlerle yargılamayalım. İnsanlar, ilerlemek ve sağlıklı toplumlar kurmak için sevmeyi öğrenmelidirler. Sevmek öğrenilir mi? İnsan uzayı dahi anlar ve anlatır ama sevgiyi anlatamaz. İnsanlara birtakım üstün değerleri olduğu için değil, insan oldukları için yaklaşalım. Eğer ki bir kişi menfaati için kendinden üstün bir zümreyle uğraşıyorsa, o kişinin sevgisinden şüphe etmek gerekir. Emin olunmalıdır ki, öyle kimseler o kişiyi değil, o kişinin yaşantısını seviyordur. Huzurun kaybolduğunu, insanların bin bir maskeler takarak sahtekârlığa soyunduğu bir ortamda sevgi yoktur. İnsanlar o kadar zavallı olmuşlar ki, sevmekten ve sevilmekten şüphe ediyorlar. Herkeste bencillik boy atmış Aldatmalar, aldatılmalar yer tutmuş. Bağımsız yerde gezmeyelim. Gayrimeşru olan hal ve hareketlerden uzaklaşalım. İnsanları bir bütün olarak sevelim. Unutmayalım ki hayatta ezilen insan hayatı her türlü çilesiyle sever. Çiftçi tarlasını, memur masasını sever.
Editör: Haber Merkezi