Milyonlarca çalışanın gözü kulağı 2026 yılı asgari ücret zammına çevrilmiş durumda. Enflasyonla mücadele süreci, Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri ve işveren maliyetleri, belirlenecek rakamın çerçevesini doğrudan etkiliyor. Bu tablo içinde yapılan her açıklama yakından izlenirken, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Abdulkadir Yüksel’in değerlendirmeleri dikkat çekti.
Yüksel, geçmiş uygulamalar ve mevcut ekonomik göstergeler ışığında asgari ücret için net bir aralık verdi. Beklentileri yükselten değil, daha çok gerçekçi bir zemine oturan bu tahmin hem çalışanlar hem de işverenler açısından önemli ipuçları barındırıyor.
Asgari Ücret Neden Bu Kadar Belirleyici?
Asgari ücret, kelime anlamıyla “en az” demek olsa da Türkiye’de uzun süredir bu tanımın ötesine geçmiş durumda. Doç. Dr. Yüksel’e göre asgari ücret; bir çalışanın gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi temel ihtiyaçlarını güncel fiyatlar üzerinden en az düzeyde karşılaması için belirlenen ücret anlamına geliyor. Ancak uygulamada bu sınır, geniş bir kesim için standart ücrete dönüşmüş durumda. Türkiye İstatistik Kurumu verileri, 2025 yılı itibarıyla yaklaşık 16 milyon kişinin ücret karşılığında çalıştığını ortaya koyuyor.
Bu çalışanların neredeyse yüzde 60’ı asgari ücret veya ona çok yakın gelir elde ediyor. Bu durum, asgari ücret artışlarını sadece bu maaşı alanlar için değil, özel sektörde asgari ücretin biraz üzerinde çalışanlar için de kritik hale getiriyor. Yapılacak her zam, ücret skalasının tamamını dolaylı olarak etkiliyor.
OVP ve Enflasyon Tahminleri Ne Söylüyor?
Asgari ücret tartışmalarında Orta Vadeli Program önemli bir referans noktası olmaya devam ediyor. OVP’de 2025 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 28,5 olarak yer alıyor. Bu orana göre hesaplandığında, net asgari ücretin 28 bin 404 TL seviyesine çıkabileceği ifade ediliyor. Ancak bu rakam, daha çok teorik bir hesap olarak değerlendiriliyor.
OVP’de 2026 yılı için öngörülen enflasyon tahmini ise yüzde 16. Bu oran baz alındığında net asgari ücretin 25 bin 640 TL civarında olması bekleniyor. Yüksel, özellikle enflasyonla mücadelenin öncelik olduğu bir dönemde, ücret artışlarının bu hedeflerle uyumlu olmasının muhtemel olduğunu vurguluyor. Aksi halde kısa vadeli rahatlamanın, orta vadede daha büyük kayıplara yol açabileceğine dikkat çekiyor.
Zam Senaryoları Ve Olası Rakamlar
Doç. Dr. Abdulkadir Yüksel, farklı zam oranlarına göre ortaya çıkabilecek net ücretleri de tek tek sıraladı. Buna göre mevcut ücret üzerinden yapılacak artışlar şu şekilde hesaplanıyor:
- Yüzde 20 zam: 26 bin 584 TL
- Yüzde 23 zam: 27 bin 188 TL
- Yüzde 25 zam: 27 bin 630 TL
- Yüzde 30 zam: 28 bin 735 TL
- Yüzde 35 zam: 29 bin 841 TL
- Yüzde 40 zam: 30 bin 946 TL
Ancak Yüksel, geçmiş yıllardaki uygulamalara ve mevcut ekonomik koşullara bakıldığında yüzde 20’nin üzerinde bir artış ihtimalini düşük görüyor. Popülist adımların kısa süreli umut yarattığını, fakat yüksek enflasyon nedeniyle bu kazanımların hızla eridiğini hatırlatıyor.
Bu nedenle 2026 asgari ücretinin 25 bin 640 TL’nin altında kalmayacağını, ancak 27 bin TL’yi de aşmayacağını öngörüyor.