Ekonomi

2026’da Kira Ağırlığı Düşecek: TÜFE Daha Düşük Görünecek

TÜİK’in 2026’da devreye alacağı yeni TÜFE ağırlıklandırma sistemi, kira payını düşürecek ve enflasyonun daha düşük görünmesine yol açacak.

Abone Ol

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2026 yılından itibaren uygulamaya koyacağı yeni ağırlıklandırma sistemi, tüketici enflasyonunun hesaplanış biçiminde dikkat çekici bir değişikliği beraberinde getiriyor. Avrupa Komisyonu kararları doğrultusunda yapılacak bu teknik düzenlemeyle konut kiralarının TÜFE sepetindeki payı azaltılacak.

Yeni sistem GSYH verilerini baz alacak

TÜİK, 30 Ekim tarihli açıklamasıyla 2026’dan itibaren TÜFE ağırlıklarının artık hanehalkı bütçe anketine göre değil, ulusal hesaplarda yer alan hanehalkı tüketim harcamalarına göre belirleneceğini duyurmuştu. Bu yöntem, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içinde hesaplanan nihai tüketim harcamalarını esas alıyor. Mevcut TÜFE sepetinde izafi kiraya yer verilmiyor. Ancak GSYH kalemlerinde izafi kira bulunduğu için bu kalemin çıkarılması, reel kiraya düşen ağırlığın doğal olarak gerilemesine neden oluyor. Teknik açıdan bakıldığında yöntem, uluslararası karşılaştırmalarla uyum sağlasa da kiracıların hissettiği mali yükle TÜFE arasında yeni bir mesafe oluşturabilir.

Kira ağırlığında sert düşüş bekleniyor

Bugün TÜFE sepetinde kira kaleminin ağırlığı yüzde 6,8 düzeyinde bulunuyor. Normal şartlarda 2025’teki yüksek artışlar nedeniyle bu oranın 2026’da yukarı yönlü hareket etmesi bekleniyordu. Ancak yeni yöntemin devreye girmesiyle bu yükseliş ihtimali ortadan kalktı. Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş’ın hesaplamalarına göre GSYH’deki konut harcamalarının yaklaşık yüzde 15,85’lik payının önemli bir bölümü izafi kiradan oluşuyor. Bu kalem çıkarıldığında gerçek kira payının yüzde 6,8’lik mevcut seviyenin altına gerilemesi kaçınılmaz görünüyor. Aktaş, düşüşün yarı yarıya olabileceğini belirterek kira ağırlığının yüzde 3,5 – 4,0 bandına inebileceğini ifade ediyor. Kesin oran ise TÜİK’in yıl başındaki güncellemesiyle netleşecek.

Kamuoyunda tartışma: “Gerçek harcamayı yansıtır mı?”

Kira ağırlığındaki düşüş, teknik bir düzenleme olsa da vatandaş açısından kafa karıştırıcı bir tabloya yol açacak gibi görünüyor. Zira kiracıların önemli bir kısmı, gelirlerinin büyük bölümünü kiraya ayırıyor ve TÜFE’deki kira ağırlığının bu gerçekliği yansıtmadığı yönünde uzun süredir eleştiriler dile getiriliyor. Bu nedenle 2026’da kira payının düşürülmesi, kamuoyunda ikna edici bulunmayabilir. Özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde ölçüm yöntemine dair hassasiyetin arttığı düşünülürse, bu düzenleme metodolojik bir adım olsa bile sosyal zeminde tartışılmaya devam edecek.

Enflasyon hedefleri açısından ne anlama geliyor?

2026 yılı için belirlenen yüzde 16’lık enflasyon hedefi, ekonomi yönetiminin yeni dönemde sıkılaştırılmış para politikasıyla uyumlu görülüyor. Ancak kira ağırlığındaki düşüş, manşet enflasyonun daha düşük görünmesine katkı sağlayacağından hedefe yaklaşılmasına teknik bir destek sunmuş olacak. Ekonomistler, bu etkinin kalıcı bir dezenflasyon yaratmayacağını, sadece hesaplama yönteminden kaynaklanan bir iyileşme olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor. Aktaş da yazısının sonunda, yeni ağırlık yapısının gerçek kirayı daha düşük göstererek manşet enflasyonu aşağı çekeceğine dikkat çekiyor.