BİR ABİDE İŞHANI VAKASI DAHA

Abone Ol


Olmuyor işte.
Şehrin göbeğinde her açından ucube bir bina…
Neresinden tutsan elinde kalıyor.
İstinasız her dönem bir vukuat duyuyoruz.
Yangın…
Nahoş olaylar.
Küresel ısınmaya çare buluruz.
Abide İşhanı’na çare yok gibi.
Yine bir yangın vakasıyla Abide İşhanı şehrin göbeğinde bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Çözümler dönemimin valileri tarafından her ne kadar üretilmeye çalışılırsa çalışılsın ömrü valilerin ömrü kadar oluyor.
Güya oranın kurtuluşu için bir yönetim oluşturulmuş, yönetim de hem bürokrasi hem de mal sahipleri olmasına rağmen bir arpa boyu yol alınmamış.
Rahmetli Özal zamanında özel bir kanunla şehrin göbeğine dikilen hem kullanım açısında hem de mimari acıdan içimizi acıtıyor.
Yıksan yıkamasın…
Yapsan yapamazsın.
Zamanında yapılan tadilat adı altında işlemler ise zaten çirkin olan yapı daha da çirkinleşmiş.
Sütunlar arası yapılan korsan işyerleri.
Dış cepheye yapılan işlemler.
Harici açılan merdivenler…
Kapalı bir işhanın da neredeyse tüm zemin katlar dışarı açılıyor.
Kaç defa yazdık.
Ben yazdım.
Diğer arkadaşlar yazdı.
Yazmayan çizmeyen gazete kalmadı.
En son çıkan yangında kötü hatıralarımız tekrar canlandı.
Allah göstermesin ama burada büyük bir felaket yaşanacak.
Altında yüzlerce insan kalacak.
Herkes birbirini suçlayacak.
Sonuçta olan insanlarımıza olacak.
Eğer belediye arşivinden bu yerin ilk mimari projesi çıkartılsa ve buna uygun hale getirilse içindeki mal sahipleri buna karşı çıkacak.
Bu işlem yapılması bu çirkinlik devam edecek.
Çok şey denendi. Olmadı.
Kapalı bir İşhanı’nda neredeyse tüm zemin katlar dışarı açılıyor.
Sadece abide İşhanı değil. Ona entegre olan Hilal Aparmanın da aynı durumda.
Kimin gücü yeter bilmiyorum ama oranın kamulaştırması lazım.
Tek çözüm yıkılması…
Yıkamıyorsanız kamulaştırın bari…
İşhanı’nı tamamını bir kamu kuruma devredin.
Aile sosyal politikalara mesela…
Bu da zor biliyorum.
O yüzden galiba büyük bir yangınla kullanılmaz hale gelecek.
O zaman orası mühürlenecek…
Bentderesi evleri gibi, ya da bilim kurgu filmlerinde ki gibi yıkık dökük virana bir durumla şehrin ortasında korku filme çekecek olan filim şirketlerine devredeceğiz.
Korkunun ecele faydası yok.
Bir gün gelecek.
Ve biz bu durumu yaşayacağız.
Şehrin göbeğinde sökük olan pantolon için yaptığımız yamar da artık tutmuyor.
Nasıl tutsun.
Terzi günü kurtarmanın derdinde. Olmuyor işte.
Şehrin göbeğinde her açından ucube bir bina…
Neresinden tutsan elinde kalıyor.
İstinasız her dönem bir vukuat duyuyoruz.
Yangın…
Nahoş olaylar.
Küresel ısınmaya çara buluruz.
Abide İşhanı’na çare yok gibi.
Yine bir yangın vakasıyla Abide İşhanı şehrin göbeğinde bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Çözümler dönemim valileri tarafından her ne kadar üretilmeye çalışılırsa çalışsın ömrü çözüm süreci valilerin ömrü kadar oluyor.
Güya oranın kurtuluşu için bir yönetim oluşturulmuş, yönetim de he bürokrasi hem de mal sahipleri olmasına rağmen bir arpa boyu yol alınmamış.
Rahmetli Özal zamanında özel bir kanunla şehrin göbeğine dikilen kem kullanım açısında hem de mimari acıdan içimizi acıtıyor.
Yıksan yıkamasın…
Yapsan yapamazsın.
Zamanında yapılan tadilat adı altında işlemler ise zaten çirkin olan yapı daha da çirkinleşmiş.
Sütunlar arası yapılan korsan işyerleri.
Dış cepheye yapılan işlemler.
Harici açılan merdivenler…
Kapalı bir işhanın da neredeyse tüm zemin katlar dışarı açılıyor.
Kaç defa yazdık.
Ben yazdım.
Diğer arkadaşlar yazdı.
Yazmayan çizmeyen gazete kalmadı.
En son yangında kötü hatıralarımız tekrar canlandı.
Allah göstermesi ama burada büyük bir felaket yaşanacak.
Altında yüzlerce insan kalacak.
Herkes birbirini suçlayacak.
Sonuçta olan insanlarımıza olacak.
Eğer belediye arşivinden bu yerin ilk mimari projesi çıkartılsa ve buna uygun hale getirilse içindeki mal sahipleri buna karşı çıkacak.
Bu işlem yapılması bu çirkinlik devam edecek.
Çok şey denendi. Olmadı.
Kapalı bir İşhanı’nda neredeyse tüm zemin katlar dışarı açılıyor.
Sadece abide İşhanı değil. Ona entegre olan Hilal Aparmanın da aynı durumda.
Kimin gücü yeter bilmiyorum ama oranın kamulaştırması lazım.
Tek çözüm yıkılması…
Yıkamıyorsanız kamulaştırın bari…
İşhanı’nı tamamını bir kamu kuruma devredin.
Aile sosyal politikalara mesela…
Bu da zor biliyorum.
O yüzden galiba büyük bir yangınla kullanılmaz hale gelecek.
O zaman orası mühürlenecek…
Bentderesi evleri gibi, ya da bilim kurgu filmlerinde ki gibi yıkık dökük virana bir durumla şehrin ortasında korku filme çekecek olan filim şirketlerine devredeceğiz.
Korkunun ecele faydası yok.
Bir gün gelecek.
Ve biz bu durumu yaşayacağız.
Şehrin göbeğinde sökük olan pantolon için yaptığımız yamar da artık tutmuyor.
Nasıl tutsun.
Terzi günü kurtarmanın derdinde.