Duygusal açlık, çoğu zaman fiziksel bir gereksinimden değil, duygusal bir boşluktan kaynaklanır. Kişi gerçekten aç olmadığı hâlde, stres, üzüntü, öfke, yalnızlık veya sıkıntı gibi duygularla baş edemediğinde yemek yemeye yönelir. Bu durumda yemek, bir ihtiyaçtan çok bir kaçış aracına dönüşür.
Özellikle karbonhidrat ve yağ açısından zengin yiyecekler, beyindeki serotonin düzeyini kısa süreli olarak artırarak kişiye rahatlama hissi verir. Ancak bu etki geçicidir; duygular yatıştığında pişmanlık veya suçluluk hissi devreye girer. Zamanla bu döngü tekrarlanır ve kontrolsüz enerji alımıyla birlikte kilo artışı kaçınılmaz hâle gelir.
Beslenme açısından bakıldığında, duygusal yeme davranışı vücudun enerji dengesini bozar. Fiziksel açlıkta vücut, düşük kan şekeri veya mide gurultusu gibi sinyaller verir. Duygusal açlıkta ise bu belirtiler yoktur; birey yalnızca yemek yeme dürtüsünü hisseder. Bu nedenle kişi doyma noktasını fark etmeden tıkanırcasına yemek yer. Böyle durumlarda leptin ve ghrelin gibi iştah düzenleyici hormonların dengesi de bozulur.
Duygusal yeme eğilimini azaltmak için öncelikle farkındalık kazanmak gerekir. Bunun en etkili yollarından biri, yeme günlüğü tutmaktır. Gün içinde ne zaman ne yediğinizi ve o anki duygunuzu not almak, yeme davranışınızın arkasındaki duygusal sebepleri fark etmenizi sağlar. Ayrıca öğün düzeni oluşturmak, kan şekeri dengesini koruyarak ani yeme isteğini önler.
Protein, lif ve sağlıklı yağlardan zengin bir beslenme planı hem tokluk süresini uzatır hem de duygusal dalgalanmaları dengelemeye yardımcı olur. B grubu vitaminleri, magnezyum ve omega-3 yağ asitleri açısından zengin besinler stresin olumsuz etkilerini azaltabilir. Düzenli egzersiz, yoga ve meditasyon gibi farkındalık temelli uygulamalar da duygusal açlığı kontrol altına almada oldukça etkilidir.
Son olarak, besinleri bir ödül veya ceza aracı olarak görmekten kaçınmak önemlidir. Yeme davranışının duygusal kökenini fark etmek, hem kilo yönetiminde hem de genel yaşam kalitesinde kalıcı iyileşme sağlar. Eğer bu durum kendi başına kontrol edilemeyecek bir hâl aldıysa, sağlık profesyonelleri ile birlikte ilerlemek en sağlıklı yoldur. Keyifli günler.