Siyaset farklı bir şey...
Fakat.
Siyasetin yaşam tarzı olduğu kentte.
Siyaseti yaşamakta ‘usta’lık ister.
Bizde herkes ‘usta’ olduğundan.
Seçim süreçleri sancılı geçiyor.
Bakmayın siz sakin göründüğüne.
Sessiz.
Sinema keyfinde olduğuna.
Tiyatro izler gibi değil.
Köprünün altından sular götürülüyor.
Ahalinin haberi yok.
*
Bitse de kurtulsak moduyla.
14 Mayıs'ı bekler olduk.
*
Süreç ‘demokratik’ başlarken.
Bugün ‘kutuplaş’manın önü açıldı.
‘Biz’dendir yaklaşımlarıyla.
Karşı tarafı virüslü gösterme gayreti.
Seçim sonrası ‘bütün’lük yaklaşımını da yıkıyor.
‘Birlik’ mesajları verirken.
‘Bayram’da karşılıklı ‘saygı’ fotoğrafları da.
Göstermelik olduğunu yansıtıyor.
*
Seçimler toplumu ileriye götürür.
Etekteki taşların dökülüp.
‘Demokratik’ anlayış çerçevesinde.
Yanlışları.
Hataları.
Eksikleri.
Gün yüzüne çıkartıp.
Hesap sormayı getirir.
Beklentimizdi.
Yanılmışız.
Endişemizde ‘haklı’ olduğumuzu gördük.
*
İktidar-muhalefet mücadelesi bir kenara.
Toplum içerisinde ‘karşılıklı saygı’ bile yok edildi.
Sevgi zaten yoktu.
Bundan sonrasını da kestirmek zor olmasa gerek.
*
Geriye doğru derken.
Sayıma geçiyoruz.
4...
3...
2...
1...
...
Hayırlı işler.
*
Pazar günü sandığa gidilecek.
Kimin kazanacağı değil.
Kimin Yozgat’a zarar verdiğine bakmak lazım.
Bir yandan Yozgat diyeceksiniz.
Diğer yandan Yozgat’ı hiç edeceksiniz.
Nedir bu?
Siyaset...
*
Peki.
Sonuç diyeceksiniz.
Seçmen bu kez ‘sessiz.’
Geleni kucaklıyor.
Gideni gülücüklerle uğurluyor.
Oy dağıtımı yapmadan.
Rengini göstermeden.
Karar mekanizmasını işletmeye çalışıyor.
Birilerinin hayal kırıklığına uğrayacağı kesin.
Fakat bilinen bir gerçek.
Sert dalgalar getirecek.
Yok artık demeyin.
Siyaseti analiz edip.
Bekleyin...
*
Geriye doğru...
Anlatabildim mi?