GÜVEN...

Abone Ol

Yaklaşık 3 haftadır 'deprem' etkisindeyiz...
Tüm ülke 'tek yürek'...
Yaraları sardı/sarıyor.
Herkes elinden geldiği kadar.
Bir ucundan tutmak adına gayret gösteriyor.
Acıyı paylaşıyor.
Hüzne ortak oluyor.
Yaşam...
*
Bir yandan deprem gündemiyle yol alınırken.
Diğer yandan ülke gündemine de kafalar dönmeye başladı.
Siyasi gündem seçime odaklandı.
Ama...
Her şeyden önce 'toplumun' siyasete bakışı.
Siyasilere yaklaşımı.
Süreçte netleşti...
*
Temel mesele.
'Güven...'
*
Gerçekçi olmak lazım.
Siyasi güvensizlik ortamı geriyor.
İktidar/muhalefet açılımıyla yansıyan tablo.
İç güvensizliği de doğurmaya başladı.
Yani.
Siyasi partilerin kendi içerisinde de 'güven'sizlik hakim...
Birlikte yol alıp.
Menfaat noktasında ayrışanlar.
Taraf belirleyip.
Gruplaşmaya dalanlar.
Yer ve nüfuz edinmek üzere çaba sarf edip.
Karşılık bulamayıp arazi olanlar.
İç güvensizliği tetikliyor.
İyi mi?
*
Siyasi iradenin.
İdare etme eğilimi.
Toplumsal yansıması da 'dağılım' getiriyor.
Güne dair siyaset yapanlar.
Siyasi güveni bitirdikleri gibi.
Demokrasiye...
Teşkilata.
Siyasi aktöre.
Karşı tutumları tetikliyor.
*
İşine geldiği siyasi yönü belirleyenler.
Kapalı kapılar ardında 'kendine' alan belirleyip.
Sürece girerken.
İç mekanizmalarda 'güven' yitirdiğinin farkına bile varamıyor.
Makamdan.
Koltuktan.
Girdiği fotoğraf karelerinden.
Medet umanlar.
Maalesef 'seçim' sürecinde etkin rol oynayacak...
*
Yerel bazdaki siyasal 'güvensizlik'...
Teşkilat yapılanmalarında.
Yönetim oluşumlarında.
Hatta.
Aday belirlemede.
Etkisini ortaya koyacak/koyuyor.
*
Toplum.
Siyasete güvenmiyor.
Siyasetçiye güvenmiyor.
Demokrasiye inanmıyor.
Partisel yaklaşıma tepki koyuyor.
Siyasal bakışı şikayet ediyor.
Seçim bazlı anlayışa 'hiç' yaklaşıyor.
*
Siyaset öncelikle 'güven' sağlamalıdır.
Anlatabildim mi?