Herkes Bekliyor, Ama Değişen Hiçbir Şey Olmayacak

Abone Ol

Yine aynı döngünün içindeyiz. Takvimler asgari ücret açıklamasını gösterdiğinde ülkede toplu bir beklenti başlıyor. Masalar kuruluyor, toplantılar yapılıyor, rakamlar havada uçuşuyor. Kimi rekor zam diyor, kimi tarihi artış beklentisi yaratıyor. Oysa herkesin bildiği ama yüksek sesle söylemekten kaçındığı bir gerçek var: Açıklandığında hiçbir şey değişmeyecek.
Asgari ücret ne kadar artarsa artsın, insanların hayatında hissedilir bir rahatlama olmayacak. Çünkü sorun yalnızca maaşın miktarı değil, hayatın kendisinin fahiş pahalı olması. Bugün verilen zam, daha maaşlar cebe girmeden eriyor. Market rafları, kira ilanları, faturalar ve temel ihtiyaçlar çoktan zamlanmış oluyor.
Asgari ücretlinin meselesi “kaç lira zam alacağım” sorusundan çoktan çıktı. Asıl soru şu: Bu parayla ayın sonunu getirebilecek miyim? Cevap ise her geçen yıl daha net: Hayır. En yüksek zam oranları bile, kontrolsüz fiyat artışları karşısında sadece bir rakamdan ibaret kalıyor. Maaş artıyor ama alım gücü yerinde saymıyor, geriliyor.
Bir ülkede temel ihtiyaçlar lüks haline gelmişse, asgari ücrete yapılan her artış makyajdan ibarettir. Ekmek, süt, yağ, kira, ulaşım, elektrik… Bunlar tartışma konusu olmaktan çıkıp güvence altına alınmadıkça, ücret artışlarının hiçbir anlamı kalmıyor. İnsanlar daha maaşlarını almadan borç planı yapıyor ve kredi kartı limitiyle yaşamaya çalışıyor.
Sorun sadece asgari ücretlinin de değil. Bugün orta gelir dediğimiz kesim de aynı baskı altında. Asgari ücret artınca her şeyin zamlanacağına dair yerleşmiş bir refleks var. Bu yüzden zam, daha açıklanmadan fiyatlara zam yansıyor.
Belki de artık şunu kabul etmemiz gerekiyor: Asgari ücreti konuşarak ekonomik sorunları çözemeyiz. Fahiş fiyatlarla, denetimsizlikle, adaletsiz gelir dağılımıyla yüzleşmeden hiçbir rakam insanları tatmin etmeyecek. Çünkü mesele maaş değil, hayatın pahalı olması.
Herkesin merakla beklediği ama açıklandığında hiçbir şeyin değişmeyeceği asgari ücret zammı.