Tepeye yakın noktaya kadar araçla ulaşmanın mümkün olduğu kalede, kalan yol yürüyerek tamamlanıyor. Tarihi dokusuyla turistlerin uğrak noktası haline gelen kale, eskiden köylülerin su ihtiyacını karşılayan bir kuyuya da ev sahipliği yapıyor.
Dağ Hayvanının Keşfettiği Su Kuyusu
Eskiden bir dağ hayvanının girdiği deliğe taş atan bir kişi tarafından keşfedildiği rivayet edilen su kuyusu, yıllarca köylülerin su ihtiyacını karşılamış. Akçakale'de aynı zamanda Şemün El-Gazi'ye ait olduğuna inanılan bir kabir de bulunuyor.
Köy halkından Seyfet Dursun, köylerinin geçiminin tarım ve hayvancılıkla sağlandığını belirterek, su kuyusunun keşif hikayesini anlattı. "Dağ hayvanının biri kaçmış. Delikten geçince arkasından bakan kişi taş atmış. Taş suya düşünce ses gelmiş. Ses gelince köy halkına su bulduğunu söylemiş" diyen Dursun, Şemün El-Gazi'nin de aşağıdaki pelitlikte geyik boynuzuyla harp ederken şehit olduğunu ve burada yattığına inanıldığını ifade etti.
"Turistik Tesislere İhtiyaç Var"
Dursun, bölgeyi ziyaret eden çok sayıda turist olduğunu, özellikle yaz aylarında ziyaretçi sayısının arttığını belirtti. "Burayı ziyaret eden çok olur. Özellikle yazın çok gelirler. Gelen ziyaretçilerimiz bazen mağdur oluyor. Köyün içinden yukarı çıkamıyor" diyen Dursun, köylerinin Tokat, Sivas, Kırıkkale ve Erciyes Dağı il sınırının ortasında bulunduğunu vurguladı.
"Burada turistlerin oturacağı, eğleneceği yer olsa daha güzel olur. Su veya oturacak yer bulamıyorlar. Bunlar olsa çok güzel olur" ifadelerini kullanan Dursun, bölgeye turistik tesislerin kazandırılması gerektiğini dile getirdi.
Akçakale Mahallesi, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle bölgede önemli bir turizm potansiyeline sahip. Ancak turistik altyapının yetersizliği, ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmalarına neden oluyor. Bölgeye kazandırılacak sosyal tesislerle Akçakale'nin turizm potansiyelinin daha iyi değerlendirilebileceği belirtiliyor.