Toplumda sıkça tartışılan “Dişçi hastalık bulaştırır mı?” sorusuna bilimsel bir pencere açmak için dikkat çekici etkinlik gerçekleşti. Bozok Evi’nde düzenlenen Bilim Kafe buluşması, hem öğrencilerin hem de akademisyenlerin yoğun ilgi topladı.
Bozok Evi’nde düzenlenen etkinliğe Yozgat Bozok Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Hıdır, Yozgat Bozok üniversitesi iletişim fakültesi Dekanı Zülfiye Acer Şentürk, akademisyenler ve öğrenciler katılım sağladı.
Programda, modern diş hekimliğinin sterilizasyon süreçlerinden enfeksiyon kontrol protokollerine kadar merak edilen birçok konu sade bir dille ele alındı. Böylece hem kulaktan dolma bilgilerin önüne geçildi hem de yanlış inanışlar bilimsel olarak açıklığa kavuştu.
Dişçi Hastalık Bulaştırır mı? Sorusuna Bilimsel Yanıt Prof. Dr. Bulut’tan Geldi
Bilim Kafe etkinliğinde konuşan Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Engin Bulut, diş hekimliği alanında uygulanan sterilizasyon ve dezenfeksiyon standartlarının uluslararası protokollerle belirlendiğini vurguladı. Özellikle hastaların en çok merak ettiği “Dişçi koltuğunda hastalık bulaşır mı?” sorusuna örneklerle açıklık getirdi.
Prof. Dr. Bulut, modern kliniklerde kullanılan cihazların her hasta sonrasında özel yöntemlerle steril edildiğini ve tek kullanımlık materyallerin yaygın biçimde tercih edildiğini belirtti. Böylece hem hasta güvenliği hem de çalışan sağlığı yüksek standartlarla korunuyor. Bu bilgiler katılımcıların aklındaki soru işaretlerini önemli ölçüde giderdi.
Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon Süreçleri Nasıl İşliyor?
Etkinlikte modern diş hekimliğinin arka planında yer alan teknik detaylara da değinildi. Otoklav cihazlarının nasıl çalıştığı, kullanılan kimyasal maddelerin hangi standartlara göre seçildiği ve klinik ortamın hangi periyotlarla dezenfekte edildiği adım adım anlatıldı.
Prof. Dr. Bulut, bu süreçlerin yalnızca hastanın değil hekimin de korunması için zorunlu olduğunu vurguladı. Özellikle aerosol oluşumuna açık tedavilerde alınan ek önlemler, katılımcıların ilgisini çeken başlıklardan biri oldu. Böylece toplumda zaman zaman dile getirilen yanlış inanışların temelinde bilgi eksikliğinin yattığı bir kez daha gözler önüne serildi.