Aydoğmuş, hükümet politikalarını ve vatandaş duyarsızlığını eleştirerek, acil bir Ulusal Toprak Koruma Eylem Planı hazırlanması gerektiğini vurguladı.
“Doğayı Kaybeden Ülke Geleceğini De Kaybeder”
Gelecek Partisi İl Başkanı Ömer Aydoğmuş, basın açıklaması yaparak Türkiye'nin çevre ve tarım politikalarını sert bir dille eleştirdi.
Ülkenin adım adım çölleşme sürecine girdiğini dile getiren Aydoğmuş, “Bugün toprak susarsa, yarın sofralarımız da susar. Doğayı kaybeden ülke, sadece nefesini değil, geleceğini de kaybeder” diyerek endişelerini ifade etti.
“Her On Yılda Bir Farklı Bahane Aynı Sonuç”
Aydoğmuş, doğa tahribatının yıllar içinde farklı gerekçelerle devam ettiğini vurguladı. Aydoğmuş, “1990’larda sanayi, 2000’lerde imar, 2010’larda enerji ve maden, 2020’lerde ise rant ve duyarsızlık... Her on yılda bir farklı bahane, aynı sonuç: kuruyan topraklar, yanan ormanlar, yok olan bereket” sözleriyle tepki gösterdi.
Türkiye'nin artık sadece ormanlarını değil, ekmeğini ve umudunu da kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Aydoğmuş, bu tahribatın çevresel değil, doğrudan milli bir güvenlik sorunu haline geldiğini savundu.
“Geleceğimizi Doğrudan Etkileyen Bir Gıda Krizinin Başlangıcı”
Verimli tarım arazilerinin ve zeytinliklerin tahrip edilmesinin ülkenin geleceğini etkileyen gıda krizinin başlangıcı olduğuna dikkat çeken Aydoğmuş, “Zeytinlikler enerji projelerine, meyve bahçeleri ve tarım alanları sanayiye kurban ediliyor. Binlerce dönüm verimli toprak betonun altında kaldı. Bu sadece çevre tahribatı değil, geleceğimizi doğrudan etkileyen bir gıda krizinin başlangıcıdır” diye konuştu.
“Kuraklık Milli Güvenlik Sorunu Haline Gelmiştir”
Bir ülkenin zeytin ağacını koruyamıyorsa, geleceğini de koruyamayacağını savunan Aydoğmuş, özellikle İç Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerinde tarım topraklarının hızla elden çıktığını, su kaynaklarının azaldığını ve çiftçinin üretimden uzaklaştığını belirtti.
Aydoğmuş, kuruyan göller, tükenen yeraltı suları ve erozyonla yok olan tarım arazilerinin artık birer uyarı değil, birer felaket olduğunu vurguladı.
Aydoğmuş, “Bugün doğayı korumazsak, yarın suyu da ekmeği de ithal etmek zorunda kalacağız. Kuraklık, sadece tarım sorunu değil; milli güvenlik sorunu haline gelmiştir” dedi.
Hükümeti ve Vatandaşları Eleştirdi
Aydoğmuş, bu durumun ortaya çıkmasında hükümetlerin yanlış politikalarının ve vatandaş duyarsızlığının etkili olduğunu ifade eti.
Hükümetlerin doğayı rant aracı olarak gördüğünü, orman yangınlarından sonra ağaçlandırma yerine beton döküldüğünü, zeytinlikler enerji sahasına, tarım alanları sanayi bölgesine dönüştürüldüğünü ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarının formaliteye indirgendiğini öne süren Aydoğmuş, bu politikaların, Türkiye’yi sadece iklim açısından değil, ekonomik olarak da kuraklaştırdığını dile getirdi.
Vatandaşları da eleştiren Aydoğmuş, ormanlara atılan çöplerin, piknik alanlarına bırakılan plastik atıkların ve yakılan otların toprağı zehirlediğini belirterek, “Ormana çöp atmak, yalnızca çevreyi değil, geleceğimizi kirletmektir. Doğayı korumak sadece devletin değil, her vatandaşın görevidir” ifadelerini kullandı.
Çözüm Önerilerini Sıraladı
Aydoğmuş, ülkenin toprağını ve geleceğini kurtarmak için acilen atılması gereken adımları sıraladı. ‘Toprağı, Ağaçları ve Sofrayı Kurtarmak’ başlığıyla çözüm önerilerini dile getiren Aydoğmuş, “Ulusal Çölleşme ile Mücadele ve Toprak Koruma Eylem Planı hazırlanmalı. Zeytinlik ve Tarım Alanı Koruma Yasası güçlendirilmeli, bu alanlara madencilik ve enerji projeleri yasaklanmalı. Gıda Güvenliği Strateji Kurulu kurulmalı; su, toprak ve üretim verileri ulusal düzeyde izlenmeli. Vatandaş Bilinci Seferberliği başlatılmalı; çevreye zarar veren eylemlere ciddi yaptırımlar uygulanmalı. Yerel Yönetimlere ve Çiftçilere Yeşil Destek verilerek, doğayı koruyan üretim teşvik edilmeli” diye konuştu.
“Türkiye, Betonla Değil Toprakla Büyümeyi Öğrenmelidir”
Aydoğmuş, açıklamasını, “Bugün kesilen her ağaç, yarın kaybolacak bir su kaynağıdır. Bugün yok edilen her tarım alanı, yarın eksilecek bir sofradır. Türkiye, betonla değil toprakla büyümeyi öğrenmelidir. Doğayı kaybeden ülke, geleceğini de kaybeder” sözleriyle tamamladı.