Son yıllarda zayıflama çayları, detoks içecekleri ve “bitkisel” karışımlar hızla popülerleşti. Sosyal medyada “doğal” ve “zararsız” algısıyla tanıtılan bu ürünler, aslında toplum sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Yapılan bilimsel araştırmalar, bu tür ürünlerin hem içerik hem de sağlık üzerindeki etkileri konusunda düşündürücü sonuçlar ortaya koyuyor.
İlk dikkat çeken nokta, bu ürünlerin sıkça tağşişe uğraması. Yani, etiketinde yazmayan ilaç etken maddeleri gizlice eklenebiliyor. Daha önce kalp ve tansiyon sorunları nedeniyle yasaklanan iştah kesici maddelerin, “bitkisel” ibaresi altında yeniden piyasaya sürüldüğü tespit edildi. Bu durum, özellikle kalp-damar hastalığı olan kişilerde ritim bozukluğu, inme ve kalp krizi riskini artırıyor.
Bir diğer sorun ise karaciğer toksisitesi. Özellikle yoğun yeşil çay ekstresi içeren ürünler, bazı kişilerde akut hepatit ve karaciğer yetmezliğine kadar gidebilen tablolar yaratabiliyor. Literatürde bu ürünleri kullandıktan sonra acil servise başvurmak zorunda kalan çok sayıda vaka bildirilmiş durumda.
“Ödem atıcı” veya “detoks” adı altında satılan laksatif içerikli çaylar ise sıvı ve mineral kaybına yol açıyor. Kısa sürede tartıda eksilen kilonun çoğu aslında su ve dışkıdan ibaret oluyor. Uzun vadede ise hipokalemi (düşük potasyum) gelişebiliyor. Bu durum kalpte ciddi ritim bozukluklarını tetikleyebiliyor. Yani “hafif bir bitki çayı” diye düşünülen ürün, hayatı tehdit eden sonuçlar doğurabiliyor.
Bunun yanında araştırmalar sonucunda bazı ürünlerde ağır metal ve pestisit kalıntıları dahi saptanmış. Etiketinde yazmayan maddeler, yanlış bitkilerle yapılan karışımlar ve hijyen sorunları da tabloyu daha da tehlikeli hale getiriyor. Özellikle internet üzerinden kontrolsüz satılan ürünlerde bu risk çok daha yüksek.
Alanında uzman kişilerce kalıcı kilo kaybı için bu ürünlerin etkili olduğuna dair güçlü bir bilimsel kanıt bulunmadığı sıklıkla vurgulanmaktadır. Aksine, yan etkiler ve zehirlenme vakaları giderek artıyor. Sağlık Bakanlığı onayı olmayan ürünlerin kullanımı ciddi bir risk taşımaktadır. Kilo yönetiminde en güvenilir yöntem; dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve gerektiğinde hekim kontrolünde kullanılan onaylı ilaçlardır.
“Doğal” kelimesinin güvenli anlamına gelmediğini hatırlamak gerekiyor. Hızlı kilo kaybı vaat eden bu ürünler, sağlığınızı sessizce tehdit ediyor. Sağlık söz konusu olduğunda, kısa vadeli çözümler yerine uzun vadeli, bilimsel ve güvenilir yöntemlere yönelmek en doğru seçimdir. Umut tacirliği yaparak ceplerini dolduran ürün satıcılarına güvenmemeniz dileği ile, esen kalın.