ZORUNLU EĞİTİM ÇOK MU ZORUNLU!

Abone Ol

Ülkemizin en çok kafa yoğrulan konuların başında eğitim geliyor.

Nasıl gelmesin. İllaki bir paydaşın oluyor.

Gel gör ki zorunla hale getiriyorsan bir sistemden bahsetmek oldukça zor.

Sürekli bir arayış var.

Bu sistemin oturmadığından mı? yoksa sistemin gelişmesi gerektiğinden mi?

Ya da ikisi birden mi size bırakıyorum.

Bildiğiniz üzere Türkiye de zorunlu bir eğitim süreci var.

Peki gerçekten zorunlu bir modele ihtiyacımız var mı?

Zorunlu olmasa ne olur?

Eğitim ne kadar önemli bir konu da olsa bunun zorunluğu hiçbir zaman insani nedenlere göre değil siyasi sebeplere göre bir beden bulmuş.

Hal böyle olunca eğitimin zorunlu olması günümüz demokrasisinde bence yeri yok.

Bir vatandaş ben çocuğumu okutmayacağım deme hakkını sahip değil.

Zaten aklı başında hiçbir insan çocuğunu eğitimden mahrum bırakmak istemez.

Lakin yine de bu zorunluk fikri günümüz koşullarına ters.

Peki o zaman olaya bir de şu açıdan bakalım; madem zorunlu benim seçme hakkım yok o zaman çocuğun masraflarını sen çek…

Devlet baba bu zorunluluğa karşı bazı masrafları kendi üstleniyor.

Mesela kitap parası ödemez vatandaş.

Ama o kitabı işleyecek defterin parası cebinden çıkar.

O defteri koyacak çantanın parası…

Deftere yazacak kalemin parası…

Silgisi boyası falanı filanı hep vatandaşın cebindendir.

Madem zorunlu kıldın bana bunu e o zaman masrafımı da sen çek deme hakkına sahip vatandaş.

Devlet bazı çalışanlarına kırtasiye, eğitim, çocuk yardımı altında birtakım ödemeler yapıyor.

Herkese değil tabii.

Ama o rakamlarda günümüz gerçeklerinden çok uzak…

Şunu demek istiyorum.

Bana bunu zorunlu hale getiriyorsan gereğini de yap…

O yüzden bana biraz ters geliyor.

Zorunlu eğitim mantığı…

Peki bizde neden zorunlu…

Tamamen siyasi nedenler.

1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile birlikte başlayan bir süreç var.

Medreseler kapatıldı. Eğitim birleştirildi.

Zorunlu eğitim 5 yıl olarak belirlendi. 1961 Anayasası’nda, “ilköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için mecburi ve devlet okullarında parasızdır” hükmü yer aldı.

1973 yılında Milli Eğitim Temel Kanunu yürürlüğe girdi. İlköğretim 8 yıla çıktı. Bir nevi zorunlu eğitim 8 yıla çıktı.

1997 yılında 5+3 modeli uygulanmaya başladı. 8 yıllık ilköğretim 5 yıllık ilkokul 3 yıllık orta okul olarak zorunlu eğitime geçildi. İmam hatip orta okulları kapatıldı. İmam hatip okulları liseden başladı. Bu sistemde yaklaşık 15 yıl sürdü.

2012 yılında 4+4+4 sistemine geçildi. Zorunlu eğitim 12 yıla çıktı.

4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul 4 yıl lise…

Şimdi yine bir değişiklik arifesindeyiz.

11 yıllık bir eğitim söz konusu…

Bunun ne kadarı zorunlu olacak bilmiyorum.

Lise mi kısalır.

Ortaokul mu bilmiyoruz.

Ve fakat bu da yeni mağduriyetlere umarım neden açmaz.

Bu geçiş dönemlerinde özellikle liselere, üniversitelere seçme sınavlarına girecek çocuklarımızın bazıları için avantaj bazıları ise bu durumun dezavantajlarına yaşama ihtimali var.

Bakıldığında 11 yıllık ilköğretim ve ortaöğretim için bir sıkıntı oluşturmaz.

Eskiden bizim zamanımızda olduğu gibi…

Bizde 11 yıllık eğitim uygulanan modelden geçtik.

Çok da güzeldi.

5 sene ilkokul

3 sene ortaokul..

3 sene de lise…

Yeni sistem böyle mi olur bilmiyorum.

Geçiş sıkıntısını da yaşadık…

Biz liseye başladığımız da kredi sistem de başladı.

Lise 2 olduğumuzda lise 1’ler kredi sisteme geçmiş. Biz 3 senede mezun olurken 2,5 senede mezun olanlar olmuştu.

Kredili sisteme hemen üzerinde bulan sınıflarda sınıf tekrarları hiç olmadı. Nasıl olsun. Altta başka bir sistem, yukarda başka bir sistem. Başarısız olunan derslerde sihirli bir el sürekli müdahale etti.

Bir de ÖSS, ÖYS diye sınavlarımız vardı. Çok hatırlamıyorum ama sistem orada da nasıl işledi.

Dön dolaş hep bir arayış…

İyi mi kötü mü bunun nasıl değerlendirmeliyiz bilemiyorum.

Bizim gibi Anadolu insanı değişimden de pek hoşlanmadığı bir gerçek.

Umarım yeni sistem yeni müfredat tüm çocuklarımız için sorunsuz işler.