Çay yoksulların, şairlerin, yalnızların, aşıkların ve yetinmeyi bilenlerin resmi içeceğidir. Yorgun, üzgün, kırgın ya da keyifli hangi halde olursak olalım çay içmek bizim için ayrı bir anlam taşıyor.
Bu nedenle toplumumuzda en çok tükettiğimiz milli içeceğimiz çaydır. Hem soğuk kış günlerinde hem de yaz günlerinde dört mevsim hiç vazgeçmeden içtiğimiz çay muhabbetimizin bir parçasıdır.
Karadenizli bir arkadaşım anlatmıştı, çayın bir başka hikâyesini.”
Karadeniz’in köylerinden birinde yaşayan küçük bir kız, annesine verdiği bir söz üzerine, sabaha kadar uyumayıp, beklemesi gerekirken, gecenin ilerleyen saatlerinde uykuya teslim oluyor istemeden ve gözkapakları kapanıyor. Annesi çok kızıyor, kız verdiği sözü tutamamanın etkisiyle, üzülüyor, dertleniyor. Uykuya yenik düşen gözkapaklarına kızıyor. Kimse görmeden gidiyor, dışarıda kendini cezalandırmak için, göz kapaklarını kesip, gömüyor. Aradan geçen yıllar sonrasında gömülen yerden çay bitkisi çıkıyor.”
Bundan dolayı olsa gerek ki halk arasında da çayın uyku açıcı etkisi olduğuna inanılır. Ve bir çay içiyim kafam yerine gelir sözü ya da çaysadım sözü halk arasında kullanılan yaygın bir tabirdir.
Bunun yanında nereye giderseniz gidin güzel ülkemde hemen size” bir çay içer miyiz?” sorusunu soran biri vardır. Yani çay hayatımızın tam ortasındadır. Ne demişler Yağmur bereket. Çay umut getirir…
Benden iki çay biri bana diğeri de bunu okuyan okuruma.