Osmanlı ve Anadolu Selçukluları döneminden günümüze kadar gelen ata sporları matrak ve tomak yaşatıl maya çalışılıyor. 
Yozgat İl Müftülüğü, yarı yıl tatili nedeniyle eğitimlerin ve sosyal faaliyetlerin yapıldığı ‘Gençliğe Değer Ara Dönem Kampı’nda matrak ve tomak oyunu öğrenciler tarafından oynandı.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Matrakçı Nasuh'un kılıç talimi amacıyla yeniçerilere öğrettiği matrak sporu bilim fuarında dikkat çekti.
Günümüz Türkçesindeki "gülünç, komik" anlamının aksine, Osmanlı'da savaş gibi "ciddi" bir iş için kılıç-kalkan antrenmanı amacıyla geliştirilen matrak, 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla tarihe gömüldü. Matrakçı Nasuh tarafından 1500'lerde geliştirilen ve yeniçeriler, şehzadeler ile sultanlara öğretilen matrağın amacının, kılıç talimi olarak biliniyor. Kılıç talimi yaparken sürenin uzaması, daha fazla talim yaptırmak ve yaralanmaların önüne geçilmesinin amaçlandığı matrak sporunun tekrar canlandırılması planlanıyor. "Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması ve kesici aletlerin yasaklanmasıyla kılıç talimleri de yasaklanmış. 
Matrakçı Nasuh farklı bir kişilik; matematikçi, minyatürcü, coğrafyacı, Osmanlı'ya büyük faydaları dokunmuş, üst rütbeli bir paşa. Matrakçı Nasuh ismi, bize geçmişte matrağın olduğuna dair bir işaretti." Bu sporu yapanların sol ellerinde yumuşak bir yastık, sağ ellerinde ise ucu yumuşak malzemenin üzeri deriyle sarılı matrak sopası bulunuyor. Rakibin kafasına dokundukça sporcu puan kazanıyor. 
MATRAK OYUNU 
Matrak, adı geçen oyunda kullanılan değnek, sopa veya talimci şişidir. Bu sopa şimşir ağacından yapılır, cilalanır ve son derece dayanıklı bir hal alır. Matrak sopası iki çeşittir. Birincisi 80-100 Cm. uzunlukta, 3 Cm. kadar kalınlıkta uzunca bir sopadır. İkincisi ise 50 cm. uzunlukta daha çok labuta benzeyen kalınca bir sopadır. Birincisi kılıç, ikincisi gürz yerine talim için kullanılır. Matrağın diğer aleti kalkandır. Bu kalkan, birkaç kat keçe veya kıtık doldurulmuş deri kaplı bir yastık tan ibarettir. Bu yastığın iç yüzünde bir adet elin geçtiği tutacak kısmı bulun maktadır. Bu kalkan, korunma amaçlı kullanılır. Kalkanın çapı 30 Cm. civarında, kalınlığı ise 8-10 Cm. kadardır. Küçük ve hafif oluşu nedeni ile Sipahi kalkanına benzemektedir. Türkler, Osmanlılar zamanında sopa ile kılıç sanatını oyun haline dönüştürmüşler ve bu sanatı sipahisin den yeniçerisine tüm savaşçı unsurlarda asırlarca kullanmışlardır. Matrak, Kanuni Sultan Süleyman zamanında son derece yaygınlaşmış ve saraya da girmiştir. 1529 yılında yapılan büyük şölende, devrin en meşhur matrakçısı olan Nasuh bu oyunun tüm inceliklerini sergilemiştir. Kanuni’nin torunu III. Murat 1574 yılında tahta geçtiğinde düzenlenen şölende de matrakçılar dikkati çekti. 
TOMAK OYUNU 
Kırgızlar kürklü kalpağa ve doğan kuşunun başına taktıkları başlığa tomak ismini vermişlerdir. Tomak, sıkıştırılmış kar keçesi üzerine sarılmış meşin kılıftan oluşmuş yassı sert bir top ile kamçı şeklinde ör gülü sap ve tutacak kısmından ibaret tir. 70-80 Cm. uzunluğundaki sap kıs mı altı adet sırım sargıdan örülmüştür. Bu oyunun oyuncusuna tomakçı veya tomakbaz denir. Türkmenler ve Kars civarında Karapapaklar arasında çok yaygındı. 1730 yılından sonra da Osmanlı sarayında rağbet görmeye başladı. Osmanlı devletinde, özellikle sarayda çok ilgi gören bu oyun, Enderun ve saray ehlince zevkle oynanan bir top oyunu haline geldi.
                      HABER MERKEZİ

Editör: Hakimiyet Gazetesi