Yozgat’ın kaderi bu.
Bakmayın siz methiyeler dizip.
Alkış çalanlara.
Ellerine kızarıncaya kadar şak şak yapanlara.
Safını belirleyip.
Taraf göstermek isteyenlerdir onlar.
Yüreğindekini gizleyip.
Mantığındakini kamufle edip.
Yüzünü gösterenlerdir.
Mutlu değildirler.
Mutlu görünürler.
Sevmezler.
Seviyor gibi görünürler.
Menfaatçıdır.
Bencildir.
Egoisttir.
Yalakadır.
Onlar.
*
Mevzuya ağır girdik.
Kusura bakmayın.
‘Ayar’ımız yok.
*
Yozgat’ı konuşuyoruz ya.
Ondandır ağır takılmalar.
Yoksa.
Kime ne?
Herkes halinden memnun görünmesi.
Yazılana.
Anlatılana.
‘Yandaş’ mantığıyla bakması.
Boşverin gitsin be.
*
Bizim itirazımız bunadır.
Önce alkış tutacak.
Destekçisi olup.
Sahiplenecek.
Sonra da çıkıp.
Atış yapacak.
*
Yozgat’ın temizlenmesi gereken zihniyetidir 
bu.
Siyasetçinin sorunudur bu.
Yalan.
Yanlış.
Eksik.
Şişirilmiş.
Gerçekle alakası olmayan.
Bilgilerde.
Dosyalarla.
Avutulmasıdır.
Eeee.
Herkes kendi getirdiğine bakar.
Bilin.
*
Bizim ahali hesap sormaya kalkıyor.
Niye?
Oy vermişlerde.
Karşılık alacaklarmış.
Geçin bunları.
‘Oy’ sandığa atılır.
Hizmete değil.
*
Yine bir seçim süreci.
Yine aynı mevzular.
Olmuşla...
Olacak arasına sıkıştırılan mesele.
14 Mayıs'a odaklandırılıyor.
Bakış açısına göre değişen 14 Mayıs.
Umut dağıtıyor.
Değil.
Olamaz.
*
Anlayış değişmedikçe.
Bırakın 14 Mayıs'ı...
Daha çok 14 Mayıslar bekleriz.
Dönün bakın, geçen seçimlere...
Birbirinden farkı...
Birbirinden değişen yaklaşımı var mı?
Yok.
*
14 Mayıs ince bir hesap getirecekmiş.
Kimse, kimseyi kandırmasın.
Kimse de kendini kaptırmasın.
Anlatabildim mi?