Yozgat’ın derdi kişisel.
Bürokrasisi kişisel.
Siyaseti kişisel.
Ekonomisi kişisel.
Açılımı kişisel.
Kavgası kişisel.
Değer yargısı kişisel.
Menfaati kişisel.
Her şeyi kişiye özel.

Seçim havası esiyor ya.
Şimdiden rüzgarın yönü çevriliyor.
Listesel bir çalışma yapılarak.
Toplumsal ‘birlik’ üzerinde duruluyor.
Çıkacak sonuçtan çok.
Kişisel öncelik öne çekiliyor.


14 Mayıs Türkiye için önemli.
Yozgat için de.
Yeni bir kararın.
Yeni bir dönemin.
Yeni bir başlangıcın tarihi olacak.
Dün, Ankara baskısıyla hareket eden millet.
Kendi iradesini gösterip.
Kendi vekilini seçecek.
Temsilcilerini belirleyecek.

Böyle bir ortam içerisinde.
Liste üzerinde tartışmalar yapılıyor.
İsimler sıralanıp.
Skorlar ortaya konuyor.
Ne yalan söyleyeyim.
Kişisel siyasetin öne çıktığı kentte.
İsimlerin.
Skorun önemine bakmıyorum bile.
Toplumsal değerler bırakılıp.
Kişisel değerler üzerinden hareket edildikçe.
Kendi, kendimizi yemeyi sürdüreceğiz.

Siyasi güç dedik ya.
Kişisel siyaset mantığıyla.
Böyle bir yapıda.
Kişisel siyaset anlayışında.
Kişisel yansımalarda önemli.
Nasıl?
AK Parti’nin hedefi 4-0..
MHP bire talip.
İkincisi neden olmasın diye bakıyor.
CHP için bir yeterli.
Oysal bakıldığında.
‘Bir’den sonrası mucizevi...
*
Yozgat’ın tek beklentisi birliktelik.
Yıllardır süregelen ayrıştırıcı.
Kutuplaştırıcı.
Ötekileştirici.
‘Ben’cillik.
‘Menfaat’ siyaseti.
‘Yeter’ denip.
Bütünleştiricilik isteniyor.
*
14 Mayıs'a giderken.
Ha 1 olmuş.
Ha 4 olmuş.
Fark eder mi?
Toplumun beklentileri karşılanmadan.
Topluma kulak vermeden.
Siyaset izlemek.
Kimseye fayda getirmiyor.
*
Yozgat özelinde listeler geziniyor.
Mantık ile vicdan arasına sıkıştırılan.
Gönüldaşlık ile yandaşlık ayarına getirilen listeler...
*
Bakalım.
Siyaset mi?
Yoksa.
Kişisel siyaset mi?
Hangisi kazanacak?
Anlatabildim mi?