Bu hafta sonu seçim var.
Şimdiden ülkemize hayırlı olsun.
Seçime harcadığımız bu süreç artık geride kalıyor.
Yeterince vakit kaybettik.
Oysa güzel ülkemizin kaybedecek vakti yok.
Bize bekleyen bir sürü sorun var.
Düzelmesi gereken bazı durumlar.
Bunun başında da illaki  enflasyon canavarının artık makul seviyelere düşmesi.
Kredileri ulaşma noktasında ki insanların beklentisi.
Karadeniz gazı ve Cudi de bulunan petrol rezervlerinden çok umutluyum.
Enerji konusunda dışa bağımlılığımız ne kadar azalırsa o kadar refah seviyemiz artacaktır.
Ülkenin dövizi sürekli dışarı gitmekte.
Bu da daha çok enerjide dışa bağımlılığımızdan dolayı oluyor.
Kimse 3 bin motora sahip arabalara binmeyi hayal etmesin.
Kısa vadede petrol zengini ülkeler gibi olamayız ama yine iyi bir başlangıç olabilir.
Peki seçim sonucu ne olur?
Önde olan avantajlı…
Geride kalan dezavantajlı…
Kapanacak rakamlar var.
Sandığa gitmemiş, yanlış oy kullanmış ve ikinci turda olmayan adaylara oy vermiş milyonlarca seçmen var.
Bu seçmeler geride kalan aday üzerinde yoğunluk sağlarlarsa sonuç değişecektir.
İmkansız değil lakin çok da muhtemel gözükmüyor.
Yozgat’ta ne Erdoğan’a ne Kılıçdaroğlu’na verilmiş 60 bin 464 oy var. 
Bu nasıl dağılacak?
Bunun bir kısmı muhtemelen sandığa gitmeyecek.
Bir kısmı yine yanlış kullanacak…
Lakin her bir oy lidere katkı sağlayacak.
Sayın Erdoğan için verilen 185 bin 626 oy ne kadar artacak…
Sayın Kılıçdaroğlu’na verilmiş 54 bin 585 oy ne kadar artacak.
Burada yüzdelerin bir anlamı yok.
Fazladan alınan oylar çok kıymetli.
Yüzdeler değil seçmenin oyları dahil edilecek.
Bakalım sonuç nasıl olacak.
Zira parti  teşkilatları bu konuda ciddi bir sınavı olacak.
Cumhurbaşkanları için oylarını artırırlarsa sorun yok.
Peki düşürürlerse ne olacak?..