Ülkeyi yönetecek kişi için yapılacak seçim bir yanımızda dursun ben başka bir şey demek istiyorum.
Türkiye siyaseti ideolojik partilerin egemen olduğu lakin merkez partilerinin kazandığı bir süreci yaşadı.
Ülke insanımız DNA’sında milliyetçilik var.
Atatürk ilkelerinde  bile “milliyetçilik” kendisine yer buluyor.
Bu milliyetçilik esasında ırkçılık üzerine değil vatan sevdası üzerine…
Bu vatanda kim yaşıyor…
Kim emek harcıyor…
Kim gönülden bağlıysa başkaca bir şeye gerek kalmıyor.
Etnik kökenin hiç ama hiç önemi yok.
Bu seçimde gördük ki Türkiye Milliyetçileri isterlerse tek başlarına iktidar olabileceklermiş.
Lakin çok dağınıklar….
Bir araya geldiklerinde ülkeyi yönetebilecek sayıya güce ve kudrete sahipler…
Parti ismi vermeyeceğim ama temelden milliyetçi duruşu olan partilerin aldıkları oyları yan yana getirdiğinizde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Buna Ak Partinin hatırı sayılır bir oy oranını da ekleyin.
Türk milliyetçilerinin bir araya gelememesi esasında bir projenin eseridir.
Ülke düşmanlarımız milliyetçilerin bir araya gelmesini istemiyor.
Bir araya gelmesinden korkuyor.
Bir araya gelmesinden çekiniyor.
Hal böyle olunca milliyetçi partiler üzerinde sürekli aleni ve gizli birtakım çalışmalar yapılıyor.
Bunlar bazen içlerine sızan ve niyetleri bölmek isteyen kişi ve kişilerle olduğu gibi dış istihbarat örgütlerinin medya ve benzeri araçlarla dezenformasyon saldırılarına maruz kalıyorlar.
Bizlerin bunları görebilmesi oldukça zor.
Bu saldırılar milliyetçiler her güçlendiğinde ortaya çıkıyor.
Belki de bir araya gelmelerinin önündeki en büyük engellerden bir tanesi de bu olabilir.
Kim gerçek milliyetçi, kim ajan…
Derin mevzular…
Ben çok derin mevzulara girecek değilim.
Sadece dışardan net olarak gözüken bir durum var.
O da milliyetçilerin tek başlarına iktidar olabilecek sayıya ulaştıklarını göstermek istedim.
Bunun yolu ve yönetiminin ne olduğunu bilmiyorum.
Bir araya gelmiş milliyetçileri düşününce keyif alıyorum.