Yozgat’ın Çayıralan ilçesinde yaşayan Ali Rafet Aytekin, doğaya duyduğu saygıyla arıcılığa adım attı. İnsan etkisinden uzak, izole bir bölgede bal üretimi yapan Aytekin, hiçbir katkı maddesi kullanmadan elde ettiği doğal balıyla tüketicilerin ilgisini çekiyor. Kısa sürede memnuniyetle karşılanan ürünleri, tavsiyeler yoluyla birçok şehre ulaşıyor.
Doğallığın Peşinde Başlayan Bir Yolculuk
Ali Rafet Aytekin’in arıcılık hikâyesi, doğaya olan güveniyle başlamış. Çayıralan ilçesinin Akdağ mevkiinde faaliyet gösteren Aytekin, arılarını yıl boyunca izole bir ortamda tutmak için yerleşim yerinden tam 12 kilometre uzaklıktaki dağlık alana götürüyor. Bu bölgede insan etkisinden uzak, zengin bitki örtüsüne sahip bir ekosistemde üretim yapan Aytekin, balın doğallığını ilk sıraya koyuyor.
“Geçtiğimiz yıl kurak geçmişti ve bal alamamıştık,” diyen Aytekin, bu yılın mevsim koşullarının arıcılık için daha uygun olduğunu ve beklediğine yakın verim aldığını belirtiyor. Arıların doğada özgürce çalıştığını, hiçbir katkı maddesi ya da yapay besleme yapmadan bal ürettiklerini vurguluyor. Kış için hazırlıklarını da tamamlayan Aytekin, arılarını ilçe merkezine getirerek kış beslemesini sürdürüyor.
Tavsiyeyle Genişleyen Bir Müşteri Ağı
Henüz arıcılıkta yeni olan Aytekin, ürünlerini doğrudan tüketiciye ulaştırmayı tercih ediyor. Profesyonel bir pazarlama ağı kurmamış olsa da, doğal balın lezzeti kısa sürede kendini duyurmuş. Samsun’dan Ankara’ya, Adıyaman’dan Kayseri’ye kadar birçok şehre sipariş gönderdiğini söyleyen Aytekin, satışlarını büyük ölçüde tavsiye üzerine yaptığını ifade ediyor.
“Toptancıyla çalışmıyorum,” diyen Aytekin, bu yıl yaklaşık 400-450 kilo bal ürettiğini ve neredeyse tamamını sattığını belirtiyor. Kilosunu bin lira civarında tüketiciye ulaştırdığını dile getiren Aytekin, gelen geri dönüşlerden son derece memnun. Ürününü tadan herkesin doğal tadı fark ettiğini ve başkalarına önerdiğini söylüyor.
Çocukların Bile Tercihi: Doğal Bal
Doğal balın etkisi sadece yetişkinlerle sınırlı kalmıyor. Aytekin’in aktardığına göre, daha önce bal yemeyen çocuklar bile bu doğal ürünün tadını sevmeye başlamış. Kızının arkadaş çevresinden gelen bu tür geri dönüşler, Aytekin’in doğru yolda olduğunu gösteriyor.
“Bölgenin bitki örtüsü de çok zengin,” diyen Aytekin, bu durumun balın kalitesine doğrudan yansıdığını belirtiyor. Katkısız, saf ve doğadan gelen bu lezzet, hem sağlıklı bir besin alternatifi hem de yöresel üretimin güzel bir örneği olarak dikkat çekiyor.
Doğaya Saygılı Üretim Modeli
Ali Rafet Aytekin’in hikâyesi, sadece bal üretmekle kalmıyor; aynı zamanda doğayla uyumlu bir yaşam biçiminin de izlerini taşıyor. İnsan faaliyetinden uzak, kendi hâline bırakılmış doğada arıcılık yapmak, çevresel sürdürülebilirlik açısından da önemli bir örnek oluşturuyor.
Aytekin, gelecek yaz da aynı yöntemle, insanlardan uzak, doğal alanlarda üretime devam etmeyi planlıyor. “Cenabı Allah ne nasip ederse,” diyen Aytekin, üretimin sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi olduğunu gösteriyor.