Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi olan Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü hakkında Adli Tıp Kurumu’nun yeni ek raporu, soruşturmanın seyrini tamamen değiştirdi.
Adli Tıp Kurumu'ndan gelen rapora göre, Rojin’in vücudunda bulunan iki erkek DNA’sı ölüm sonrası bulaş değil, doğrudan temasla oluşmuş. Raporda yer alan bu tespit, tecavüz şüphesini güçlendirdi.
DNA'ların Bulunduğu Bölgeler Açıklandı
Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı ek raporda, Rojin’in göğüs ve cinsel bölgesinde tespit edilen DNA örneklerinin ölüm sonrasında bulaşmadığı netleştirilmiş oldu. Daha önce sunulan raporda iki erkek DNA’sı tespit edilmiş ancak DNA’nın hangi bölgede bulunduğu kamuoyuna açıklanmamıştı. Bu sunulan yeni raporla bu bilgi de ortaya çıkarken, dosya “bulaşma” ihtimalinden çıkarak fail tespiti aşamasına geçti.
134 Kişiden Örnek Alındı
Kurum, olası bulaşmayı araştırmak için cenazeye temas eden 134 kişiden DNA örneği topladı. Yapılan bu 134 kişinin DNA'sı yapılan karşılaştırmada, Rojin’in bedeninde bulunan DNA’ların bu kişilerden hiçbirine ait olmadığı tespit edildi. Bu durum, Rojin’in ölümünde cinsel saldırı olasılığını güçlendiren en önemli delil olarak değerlendiriliyor.
Rojin Kabaiş Davası Soruşturması Genişliyor
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ATK tarafından sunulan yeni raporun ardından dosyanın genişletileceğini ve Rojin’in cep telefonunun dijital incelemeye alınacağını duyurdu.
Rojin Kabaiş Olayı Nedir?
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi olan Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024’te yurttan çıktıktan sonra ortadan kayboldu. 18 gün sonra, 15 Ekim’de Van Gölü kıyısında cansız bedenine ulaşılan Kabaiş, tüm Türkiye'nin kanayan yarası oldu. İlk günlerde ölümün “intihar” olduğu ileri sürülse de, 1 Aralık 2024 tarihli ilk adli tıp raporu Rojin’in vücudunda iki farklı erkek DNA’sı bulunduğunu ortaya çıkardı ve Rojin'in intihar etmediği anlaşılmış oldu.
Adli Tıp Kurumu sunduğu yeni raporla birlikte ise olayda cinsel saldırı ve cinayet şüphesini daha da güçlendirdi.