Akdağmadeni Haberleri

Yozgat’ta Başlayan Hobi Sahnelerde Hayat Buldu

Sürüvvet Canpolat, babasından miras kalan türkülerle büyüdüğünü söyleyerek halk müziğine olan bağının nereden geldiğini anlattı.

Abone Ol

Sürüvvet Canpolat. Çocukluk yıllarında babasının bağlamasını dinleyerek başladığı müzik hayatına günümüzde ünlü bir sanatçı olarak devam ediyor.

Müziğe Babasının İzinde Adım Attı

İlk, orta ve lise eğitimini Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde tamamlayan Sürüvvet Canpolat, son yıllarda halk müziği alanında dikkat çeken genç isimlerden biri olarak adından sık sık bahsettiriyor. Canpolat, kendine özgü sesi, has yorumuyla duyguyu doğrudan dinleyicinin yüreğine ulaştıran söyleyişi ve sahnede kurduğu sıcak bağ sayesinde kısa sürede geniş bir kitleye ulaşmayı başardı.

Müziğe başlangıcını bir hobi olarak anlatsa da bugün profesyonel bir sanatçı olarak adından sıkça söz ettiriyor. Müzik için vazgeçilmezim, hayat damarım ifadelerini kullanan genç sanatçı, özellikle “Geç Kaldım Gülüm” albümü ile birlikte elde ettiği başarıyla halk müziğine yeni bir soluk getirdi.

Çocukluk yıllarından bu zamanlara kadar babasının bağlama sesiyle büyüdüğünü söyleyen Canpolat, müziğe olan bağlılığını, ‘Babamın mirası türkülerde hayat buldu’ ifadesiyle özetliyor. Ailesinden, özellikle de babasından gelen bu kültürün bugün hâlâ hayatına yön verdiğini vurgulayan sanatçı, müzik yolculuğunun temellerinin çok küçük yaşlarda atıldığını belirtiyor.

Babasıyla Türküler İçinde Geçen Çocukluk

Polis olan fakat hayatında müziğe büyük bir alan veren baba ve bu ilgiden dolayı müzikle iç içe bir aile ortamında büyüyen Sürüvvet Canpolat, müzikle tanışmasını çocukluk yıllarına dayandığını ifade ediyor. Babasının çok başarılı, iyi bir bağlama ustası olduğunu dile getiren Canpolat, eğitim hayatı boyunca okul korolarında babasının bağlamasıyla yanında olarak ona destek olduğunu belirtiyor. Bu anıların kendisi için çok kıymetli olduğunu dile getiren sanatçı;

“Müziğe hobi olarak başladım. Babamla türküler içinde büyüdüm. Okul çalışmalarında bile babam bağlamasıyla yanımdaydı. Onun müzik sevgisi benim yolumu aydınlattı”

sözleriyle o dönemi duyguyla anıyor.

Dört yıl önce babasını kaybeden Canpolat, kaybından sonra hayatında bambaşka bir dönem başladığını belirterek, babasının anısına bir albüm ve klip yayınladığını söylüyor. Albüm çalışmasını vefa albümü olarak tanımlayan sanatçı, “Babamın emeklerine, bize bıraktığı mirasa bir teşekkür niteliği taşıyordu” diyor.

Halk Müziği, Halkın Ta Kendisidir

Halk müziğinin kendi benliğinde ayrı bir yere sahip olduğunu dile getiren genç sanatçı;

“Halk müziği benim damarlarımdaki kan gibidir. Halk müziği ülke demektir, millet demektir. Derdi, gamı, sevinci, vuslatı, ayrılığı, sılayı anlatır. Bu yüzden halk müziği, halkın ta kendisidir”

açıklamasında bulunuyor.

Dijital platformlarda seslendirdiği çok sayıda türkü bulunan Canpolat, bağlama çalmanın kendisi için sadece bir müzik aracı değil, ruhsal bir denge olduğunu ifade ediyor. Türkülerin milletin dili olduğunu söyleyerek, halkımızın dili olan türkülerle kendisini bulduğunu belirten Canpolat, açıklamasıyla müziğin iç dünyasındaki yerini ve ne anlama geldiğini belirtiyor.