Sürüvvet Canpolat. Çocukluk yıllarında babasının bağlamasını dinleyerek başladığı müzik hayatına günümüzde ünlü bir sanatçı olarak devam ediyor.
Müziğe Babasının İzinde Adım Attı
Müziğe başlangıcını bir hobi olarak anlatsa da bugün profesyonel bir sanatçı olarak adından sıkça söz ettiriyor. Müzik için vazgeçilmezim, hayat damarım ifadelerini kullanan genç sanatçı, özellikle “Geç Kaldım Gülüm” albümü ile birlikte elde ettiği başarıyla halk müziğine yeni bir soluk getirdi.
Çocukluk yıllarından bu zamanlara kadar babasının bağlama sesiyle büyüdüğünü söyleyen Canpolat, müziğe olan bağlılığını, ‘Babamın mirası türkülerde hayat buldu’ ifadesiyle özetliyor. Ailesinden, özellikle de babasından gelen bu kültürün bugün hâlâ hayatına yön verdiğini vurgulayan sanatçı, müzik yolculuğunun temellerinin çok küçük yaşlarda atıldığını belirtiyor.
Babasıyla Türküler İçinde Geçen Çocukluk
“Müziğe hobi olarak başladım. Babamla türküler içinde büyüdüm. Okul çalışmalarında bile babam bağlamasıyla yanımdaydı. Onun müzik sevgisi benim yolumu aydınlattı”
sözleriyle o dönemi duyguyla anıyor.
Dört yıl önce babasını kaybeden Canpolat, kaybından sonra hayatında bambaşka bir dönem başladığını belirterek, babasının anısına bir albüm ve klip yayınladığını söylüyor. Albüm çalışmasını vefa albümü olarak tanımlayan sanatçı, “Babamın emeklerine, bize bıraktığı mirasa bir teşekkür niteliği taşıyordu” diyor.
Halk Müziği, Halkın Ta Kendisidir
Halk müziğinin kendi benliğinde ayrı bir yere sahip olduğunu dile getiren genç sanatçı;
“Halk müziği benim damarlarımdaki kan gibidir. Halk müziği ülke demektir, millet demektir. Derdi, gamı, sevinci, vuslatı, ayrılığı, sılayı anlatır. Bu yüzden halk müziği, halkın ta kendisidir”
açıklamasında bulunuyor.