Yıllardır seçim süreçleri takip ederim.
Kimi zaman bire bir çalışma içerisinde oldum.
Kimi zaman tribünden izledim.
Kimi zaman arka planda takip ettim.
Kimi zaman fotoğrafın geniş açısına baktım...
Ama.
Hiç biri, bugünki kadar 'derin' kaygı getirmedi...
*
Siyasi eleştirilerin.
Karalama noktasına getirildiği.
Siyasi yarışın.
Düşmanlığa çekildiği.
Siyasi oluşumun.
Yandaşlıkla yürütüldüğü.
Siyasi fikirlerin.
'Ben' merkeziyle işlendiği.
Siyasi geleceğin.
Yapısal konu edildiği.
31 Mart eşiğindeyiz...
Adaylar belli.
Karar vericiler belli...
*
Kim ne söylerse, söylesin.
Kim ne yazarsa, yazsın.
Kim ne paylaşırsa, paylaşsın.
Karar milletin...
*
Siyaseti doğru analiz etmek lazım.
Seçim süreçleri tehlikelidir.
Attığınız her adım.
Konuştuğunuz her konu.
Açıkladığınız her cümle.
Yeri geldiğinde karşınıza dikilir.
Bugün olduğu gibi...
*
Takip ediyorum.
Her siyasi partinin 'kendine özel' anket sonucu var...
Doğruluğu veya yanlışlığına bakmıyorum...
Yozgat'a dair açılımını irdeliyorum.
*
Elimizde de sonuçlar var.
Geçen dönem seçimlerinin sonuçlarını bilmiş.
Üç aşağı beş yukarı nokta atış yapmış.
Analizini gerçekçi yansıtmış...
İzlenimleriyle yön belirlemiş.
Kaynakların sonuçları da elimizde.
Bizde... 
*
Mevzu.
Toplumsal yansımayı.
Milletin kararını.
Milletin bakışını.
Anlamak.
Algılamak.
Kavramak.
*
Siyasi etik kaybolurken.
Siyasi ahlaktan bahsetmek.
Ne kadar gerçekçi ise...
Geçmişte yaptığı karalamaları 'yok' sayıp.
Temiz sayfa algısını oluşturmaya kalkmakta...
Mantıklı gelmiyor.
Karşılık bulmuyor.
*
Toplumu ayırıp.
Toplumdan destek istemek.
Siyasi yanılgıdan.
Siyasi unutkanlıktan.
Başka bir şey olmadığı kanısındayım.
*
Millete rağmen seçim kazanılmaz.
Millet dünü unutmadığı gibi...
Bugün de 'millet' üzerinden algılara karşılık vermeyecektir.
O yüzden...
Karar milletin elindedir.
Anlatabildim mi?