Bir günlüğüne Yozgat'tan ayrıldım, ortalık toz duman olmuş... Belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, il genel meclis üyeliği, parti yönetimi, hatta muhtar adaylarına bile el atılmaya başlanmış...
Ankara bu kadar karışık değil.
* * *
Çetin, ben ve Sebastian ile birlikte gidecektik. Kaba tabirle satışa geldim. Önce Çetin biraz rahatsızım, kendimi iyi hissetliyorum dedi. Aradan sıyrıldı. Sebastian, buraları bırakmak olmaz. Birimiz burada kalalım dedi... 
Ankara'ya gitmedikleri kadar varmış. Yozgat'ın içerisi cadı kazanı gibi. Siyaseten bir şeyler yapılıyor desem, değil. Herkes bir yerlere tutunmak adına çalışma yapmaya başlamış. Yetmezmiş gibi her şeye müdahil olup, listelere, isimlere el atmış.
* * *
Ankara'dan döner dönmez, Çetin, Sebastian ve ben biraraya geldik. Durum değerlendirmesi yaptık. Elimizdeki gelişmeleri masaya koyduk. Bir şeyleri paylaştık... Özelde çok konu var. Ama, siyasi dengeler adına yazılmamasında fayda var. Hatta farklı görüşmeler bile yapıldı. Sessiz kalmamızın doğru olacağı kanısındayım. Elimizde patlar mı? Bekleyip, göreceğiz.
* * *
Yerel seçime giderken, siyasetin seyri durulmak bilmiyor. Her gün farklı kanallardan, farklı isimler üzerinden, farklı oyunla, farklı senaryolar yazılıyor.
Bugün herkesin gözü Belediye Başkanlığına çevrildi. Buradaki dengeler belli. Ama meclis üyelikleri için neler dönüyor neler!..
* * *
Geçtiğimiz günlerde bir yerlerde yemekli toplantı yapılmış. Toplantının içeriği üç aşağı beş yukarı belli. Ama, yansıması oldukça sert olmuş... Bir iki güne kadar nelerin olacağını bekleyip, görün. Benden bu kadar...