Yozgat’ta kolaycılık alışılagelmiş bir durum.
Toplumun her kesiminde mevcuttur.
Kısa yoldan işi bitirmek.
Üzerindeki yükü atmak.
Başkalarının üzerine yüklemek.
Marifettir.
Ama.
Eline, yüzüne bulaştırırsan.
Vay haline.
Gerisi zaten malum.
*
Önceki gün Adalet Bakanı Bozdağ, Yozgat'taydı…
Doğal olarak 'gözler' yerele dönüyor.
Yerel bazdaki yöneticilerin…
Görüntüsüne.
Yer almasına.
Karşılamasına takılıyor.
*
Yozgat'ın lokomotifi olacak üniversitenin rektörü ortada yok.
*
TSO ziyaret ediliyor.
Karşılıklı fikir alışverişi yapılıyor.
Talepler, beklentiler konuşuluyor.
Toplantı yapılıyor.
Vali orada.
Belediye Başkanı orada.
TSO Başkanı orada.
Yönetim orada.
Ama rektör yok…
?!.
*
Gelişim.
Kalkınma.
Yön çizme noktasında.
Önemli bir ayak olan.
Üniversitenin bulunmaması.
Tartışılmalıdır.
Üzerine gidilmelidir.
Sorgulanmalıdır.
*
Seçim süreci geliyor.
Sayılı gün…
Gelir, geçer…
Bugünler sorgulanır.
Yaptıkları/yapamadıkları.
Yozgat kattıkları/katamadıkları.
Kendi kurumuna…
Yozgat'ta yaşattıkları bir bir masaya konur.
*
Rektör, yerel bazda düzenlenen toplantıya katılmayarak.
İlin valisini.
İlin belediye başkanını.
İlin siyasetçilerini.
İlin STKlarını.
İlde kendisine destek verenleri.
Silip, attı.
İyi mi?
*
Farkında mısınız?
Üniversite, bu kadar eleştirilmemişti.
Rektör.
Akademisyenler.
İdareciler.
Eleştirilerin ucunda olmamıştı.
Böyle bir ortamda çıkıp.
Şikayet etmeye kalkmak.
Birilerini hedef noktasına çekmek.
Ne kadar mantıklı.
*
Rektör Karadağ'ın makama oturduğu andan itibaren.
Bugüne gelinen noktaya bakılması lazım.
Yanlışları.
Yanılgıları.
Net bir şekilde görünecektir.
*
Üniversitenin akamedik başarıları.
Gelişimi.
Şehre verdikleri konuşulması gerekirken.
Rektör konuşuluyor.
Kapının önüne iyi bakılması lazım?
Anlatabildim mi?

Editör: Haber Merkezi