Yozgat Belediye ile Yozgat İl Müftülüğü işbirliğiyle Çarşamba Söyleşilerinde "Ağacı, Yeşili Koruyalım ve Çevreyi Temiz Tutalım" konulu sohbet gerçekleştirildi.
Yozgat İl Müftü Yardımcısı Aybala Tuğba Uzuner’in konuşmacı olarak katıldığı söyleşi Yozgat Belediyesi Eğitim ve Kültür Merkezi’nde  düzenlendi.
İl Müftü Yardımcısı Uzuner, sohbetinde çevre konusunda ayet ve hadislerden bahsetti.
İl Müftü Yardımcısı Uzuner,  "Çevre canlıların içinde yaşadığı ortamdır. Bu ortamı, hava, su, toprak, bitki, hayvan, sıcaklık, soğukluk gibi canlı ve cansız varlıklar oluşturur. Bundan dolayı çevreyi; "canlıların yaşayıp gelişmesini sağlayan ve onları sürekli olarak etkileri altında bulunduran fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörlerin bütünlüğüdür" şeklinde tanımlamak mümkündür.  Başka bir ifade ile çevre; insanla birlikte tüm canlı varlıkları, cansız varlıkları, canlı varlıkların eylemlerini etkileyen ya da etkileyebilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik, toplumsal nitelikteki tüm etkenleri kapsamaktadır. Kâinatın bir düzen içinde yaratılması ve ekolojik denge Yüce Allah, insanın da içinde bulunduğu tabiatı canlı ve cansız varlıklarıyla birlikte bir düzen ve denge içinde yaratmıştır. Bu düzen, yeryüzündeki canlıların yaşantılarını sürdürebilmesi için en ideali olup, herhangi bir eksikliği ve aksaklığı söz konusu değildir. Kâinatta var olan bu düzen ve denge "ekolojik denge" olarak da ifade edilmektedir Çağımızın en önemli problemlerinden birisi de, ekolojik dengenin bozulması ve bununla bağlantılı olarak çevre kirliliği sorunudur. Yüce Allah, insandan, tabiî çevrenin ve ekolojik dengenin korunmasını, onların doğal düzeninin bozulmamasını istemektedir. Günümüzde, dünyada somut hale gelen erozyon gerçeği, hava, su ve denizlerin kirlenmesi, bunların sonucu olarak da asit yağmurlarının yağması, iklim değişikliği gibi küresel çevre kirliliği ve sorunlarına sözünü ettiğimiz ayette işaret edildiğini, insanların asırlar önce böyle bir tehlikeyle karşı karşıya geleceklerinin ipuçlarının verildiğini görmekteyiz” dedi.
İslam’ın çevre ile ilgili öğretileri hakkında bilgiler veren  İl Müftü Yardımcısı Uzuner, şunları kaydetti:
“Dinimize göre insanın yararına sunulan her şey Allah'ın bize verdiği bir nimet ve emanetidir. Onları, verenin isteği doğrultusunda kullanmamız gerekmektedir. Aksi takdirde emanete hıyanet etmiş olur ve bundan hesaba çekiliriz. 
Kendimize; "çevreye karşı nasıl bir tutum içerisinde olmamız gerekir?" diye bir soru yöneltirsek, iki şeyin öne çıktığını görürüz. Bunlardan birisi temizlik, diğeri de nimetleri ihtiyacımız ölçüsünde kullanmaktır. Gerek Kur'an-ı Kerim'de gerekse Hz. Peygamber'in sünnetinde her iki durum ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu öğretileri gerektiği şekilde yerine getirdiğimiz takdirde Allah'ın bize emaneti olan çevreye karşı tutumuzda yanlışlık yapmamış oluruz.  Yüce Allah, çevreyi insanın hizmetine vermiştir. Öyle ise insan, kendisine hizmet eden caddelerin, sokakların, parkların, ormanların, akarsuların, göllerin, denizlerin, kısacası doğal çevrenin temiz tutulması ve korunmasıyla ilgilenmelidir. Çünkü, insan olmadan çevre ve diğer canlılar rahatlıkla varlıklarını sürdürebilirler. Fakat çevre olmadan insanın varlığını sürdürmesi mümkün olmayabilir.
Genel anlamda çevreyi, özelde ağaç ve yeşillikleri koruyup temiz tutmak, bunun için her türlü tedbiri alıp üzerimize düşeni yerine getirmek, hem insani hem de dinî görevimizdir. Zira çevreyi kirletmek, sadece çevreye karşı işlenmiş bir kötülük değil, aynı zamanda aynı ortamı paylaşan diğer canlı ve cansız varlıklara karşı işlenmiş bir suçtur. Hz. Peygamber, bir hadisinde, "Müslüman Müslümanın elinden, dilinden güvende olduğu kimsedir" buyurmaktadır. Çevreyi kirleten, doğal zenginlikleri fütursuzca kullanan bir kimse, dolaylı olarak diğer insanlara zarar vermektedir. Dolayısı ile hadiste belirtilen güven sıfatını zedelemektedir. Çevreyi temiz tutmadığımız, istifademize sunulan doğal zenginlikleri gereği gibi kullanmadığımız takdirde kul hakkına da tecavüz etmiş sayılırız. Bütün bunlardan hesaba çekileceğimizi unutmayalım. Zira insanın dünyada iken yaptığı her şey, ilâhi mahkemede en ince ayrıntısına kadar değerlendirilecektir”
                               SALİH AKGÜL

Editör: Hakimiyet Gazetesi