Ramazan ayının gelmesiyle birlikte, sofralarda yerini alan geleneksel tatlılardan biri de güllaç oldu. Özellikle iftar sofralarında tercih edilen güllaç, hafif yapısı ve özel hazırlık süreciyle dikkat çekiyor. 
Güllaç yaprakları, süt, şeker ve gül suyuyla buluşarak eşsiz bir lezzet sunuyor. Ceviz ve fıstık gibi iç malzemelerle zenginleştirilen güllaç, Ramazan ayının manevi atmosferine uygun bir tatlı alternatifi olarak öne çıkıyor.
Ramazan Ayının vazgeçilmez tatlısı güllaç uzmanların önerdiği ilk tatlılar arasında bulunuyor. 
Ramazan'ın en asil en hafifi tatlısı 500 yılı aşkın süredir varlığı bilinen ramazanın olmazsa olmaz tatlısı güllaç, Osmanlı Saray mutfağının da törensel tatlarından biri olmasıyla birlikte uzmanlara göre sütlü tatlıların en hafiflerinden güllacın içindeki B ve E vitaminleri vücudun bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. 
İFTAR SORFASININ 
VAZGEÇİLMEZİ 
Yıllardır Ramazan ayı denildiğinde akla ilk gelen tatlıdır güllaç. Bu yıl Ramazan ayının yaz mevsimine denk gelmesiyle birlikte iftar sonrası tatlı listesinin de en başında hızlıca yerini aldı. Geçmişi Osmanlı dönemine uzanan güllaç, mısır nişastası yufkasının süt ve şekerle ıslatılmasıyla ortaya çıkmış daha sonra gülsuyunun da eklenmesiyle ‘güllü aş’ ismini almış ve zamanla güllaç ismine dönüşmüş. 
UZMANLARIN ÖNERDİĞİ TATLI 
Ramazan aylarının vazgeçilmezi olan ve adeta bir gelenek haline gelen güllaç, lezzeti ve hafifliğiyle Osmanlı sultanlarının da sofralarından eksik etmediği bir tatlı. İçerdiği protein ve vitaminlerle uzmanların da tavsiye ettiği güllaç, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, içerdiği B ve E vitamini sayesinde stresi azaltıyor ve sakinleştirici özelliği bulunu yor. Oruç ile gün boyu aç kalarak düşen kan şekerini de hafif lezzetiyle birlikte, mideye ağır gelip, zarar vermeden normal seviyesine ulaşmasını sağlıyor.                     SALİH AKGÜL
 

Editör: Hakimiyet Gazetesi