Kültür ve Sanat

Mimar Sinan'ın Sırrı Ortaya Çıktı: Asırlık Gizem Aydınlanıyor

16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin zirve ismi Mimar Sinan’ın yapılarında kullandığı gizemli tekniklerden biri daha gün yüzüne çıktı. Süleymaniye Camii gibi yüzyıllara meydan okuyan eserlerin neden bu kadar sağlam olduğu merak edilirken, uzmanlar harcın içine ne konduğunu ortaya çıkardı.

Abone Ol

Mimar Sinan’ın "kıyamete kadar ayakta kalacak" sözleriyle Kanuni Sultan Süleyman için inşa ettiği Süleymaniye Camii, 450 yıldır dimdik ayakta. Üstelik bu süre zarfında 15'i 5.5 şiddetinden büyük olmak üzere 89 deprem yaşandı. Cami yalnızca dört kez restore edildi. Modern yapıların ömrü ortalama 100-150 yıl arasında değişirken, Süleymaniye'nin halen ayakta olması dikkat çekici.

ZEMİN HAZIRLIĞINA İKİ YIL AYIRDI

Süleymaniye Camii’nin yapım sürecinde Sinan’ın uyguladığı temel mühendisliği teknikleri, günümüz mühendislik standartlarıyla yarışır nitelikte. 150x70 metre boyutlarında ve 6 metre derinliğindeki temel kazısı, yaklaşık 1,5 yıl sürdü. Ardından 30 bin kazık çaktırıldı ve bu temel yaklaşık iki yıl bekletildi. Bu sayede zemin doğal yollarla sıkıştı ve caminin ağırlığını taşıyabilecek hale geldi. Bu yöntem, günümüzde Dubai’deki Burj Al Arab gibi devasa yapılarda kullanılan kazık temel tekniğine oldukça benziyor.

HARCA SOĞAN KATMASININ BİLİMSEL NEDENİ

Mimar Sinan’ın en büyük sırlardan biri ise harcın içine kattığı malzemelerde gizli. Klasik Horasan harcı; kil, kum, kireç ve su karışımından oluşuyordu. Sinan bu karışıma peynir, süt, yumurta akı ve devekuşu yumurtası gibi organik bileşenler de ekleyerek harca esneklik kazandırdı.

Ancak en şaşırtıcı malzeme soğan oldu. Günümüzde yapılan kimyasal analizler, Sinan’ın harca soğan ekleyerek doğal kükürt bileşeni elde ettiğini gösteriyor. Bu kükürt, harcın kimyasal dayanıklılığını artırıyor ve karbonlaşma sürecini hızlandırarak yapı ömrünü uzatıyor. Böylece klasik Horasan harcına kıyasla neredeyse iki kat daha sağlam bir yapı malzemesi ortaya çıkmış oluyor.

ROMA BETONU BİLGİSİ ANADOLU’YA UZANIYOR

Uzmanlara göre, Sinan bu bilgiyi muhtemelen Roma uygarlığından almıştı. Kayseri'de çocukluk yıllarında gördüğü Roma kalıntıları sayesinde "opus caementicium" yani Roma betonunun formülüne aşina hale gelmiş olabilir. Volkan tüfü içeren Roma harçları gibi dayanıklı bir karışımı, Anadolu koşullarına uyarlayarak kükürtü soğandan temin etti.

SİNAN SADECE MİMAR DEĞİL, AYNI ZAMANDA BİLİM İNSANIYDI

Mimar Sinan’ın bu yenilikçi yaklaşımı, onun yalnızca bir yapı ustası olmadığını gösteriyor. Döneminin çok ötesinde bir mühendislik anlayışıyla çalışan Sinan, yapı fiziği, zemin mühendisliği ve kimya alanlarında da derin bilgiye sahipti. Bugün hâlâ incelenen eserleri, modern mühendislik eğitimi için önemli dersler içeriyor.

ASIRLIK DAYANIKLILIĞIN SIRRI ARTIK BİLİNİYOR

Süleymaniye Camii başta olmak üzere Mimar Sinan’ın eserlerinin yüzyıllar boyunca ayakta kalmasının arkasındaki sır perdesi bir kez daha aralanıyor. Soğanın harçta kullanılması gibi detaylar, bu yapıların yalnızca mimari değil, bilimsel birer şaheser olduğunu kanıtlıyor.