Yozgat’ın Zengin Mirasına Doğal Bir Yolculuk
Türkiye’nin İç Anadolu’sunda yer alan Yozgat, yıllardır sessiz sakin varlığını koruyan ama kendine has güzellikleriyle her geçen gün daha fazla merak uyandıran bir şehir.
Bir yanda köklü tarihinden izler taşıyan antik kentler, diğer yanda şifalı kaplıca suları ve nesilden nesile aktarılan yöresel yemekler…
Yozgat’ın “neyi meşhur?” sorusu aslında geniş bir kültürel belleği işaret ediyor.
Testi kebabından Arabaşı’na, Sarıkaya’daki Antik Roma hamamından Kerkenes Harabeleri’ne kadar şehir, ziyaretçilerine zengin bir deneyim sunuyor. Üstelik hem yerel aktörlerin hem de gastronomi dünyasının yaptığı açıklamalar, Yozgat’ın bu değerlerinin giderek daha görünür hâle geldiğini gösteriyor.
Testi Kebabı, Arabaşı ve Geleneksel Lezzetler: Yozgat Mutfağının Sıcak Hikâyesi
Yozgat’ın meşhur yemekleri, şehrin kültürel hafızasının en güçlü bölümlerinden biri. Testi kebabı, bu mutfağın hem simgesi hem de en çok tartışılan lezzeti.
Et, sebze ve baharatların toprağa dost testilere yerleştirilmesi; testinin hamurla mühürlenmesi ve ağır ateşte saatlerce pişmesi… Ardından servis sırasında testinin kırılmasıyla ortaya çıkan o sıcak aroma, bu yemeğin neden asırlardır saygı gördüğünü açıkça anlatıyor.
Bu konuda Yozgat Kahveciler ve Lokantacılar Odası Başkanı Eyüp Coşgun, testi üretiminin Nevşehir’de yapılmasına rağmen “yemeğin ruhunun Yozgat’a ait olduğunu” özellikle vurguluyor. Coşgun’un “Testi kebabımız atalarımızdan yadigâr” sözleri, yerelde bu lezzetin ne kadar sahiplenildiğini gösteriyor. Aşçılık camiasından Sami Kılıç da benzer şekilde testi kebabının Yozgat mutfağının ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getiriyor.
Gastronomi sektöründen farklı isimler de bu lezzete dikkat çekiyor. Örneğin NOSS Grup F&B müdürü, testi kebabının tarihine ve kültürel önemine dair özel bir hikâye kaleme alarak bu yemeği ulusal gastronomi camiasına tanıtmaya çalışıyor. TRT Belgesel’in “Yozgat’ın asırlık lezzeti testi kebabı” başlıklı içerikleri ise bu geleneği daha geniş kitlelerle buluşturuyor. Bazı kaynaklarda yılda yaklaşık 40 bin testinin kırıldığı belirtiliyor; bu da hem turist ilgisini hem de geleneğin canlılığını kanıtlar nitelikte.
Elbette mutfak sadece testi kebabından ibaret değil. Arabaşı çorbası, özellikle kış gecelerinin buluşma vesilesi olarak bilinir. Madımak, helle çorbası, parmak çöreği, çap çup mantı gibi lezzetler de Yozgat’ın sessiz ama güçlü mutfak geleneğinin parçalarıdır. İlçelerde de özgün tatlar öne çıkar: Sorgun’da yapılan katmer ve höşmerim, hem ev sofralarında hem de yerel işletmelerde sıkça karşınıza çıkar.
Yozgat Kaplıcaları ve Antik Roma Hamamı: Termal Suların Şifalı Yolculuğu
Yozgat’ın meşhur değerlerinden biri de kaplıcalarıdır. Özellikle Sarıkaya’daki termal kaynaklar, uzun yıllardır sağlık turizminin merkezlerinden biri olma potansiyelini taşır. Suyun mineral dengesi, sıcaklığı ve bölgenin sakin dokusu, ziyaretçilere aradıkları dinlenme ortamını sunar.
Şehrin en dikkat çekici yapılarından biri ise Basilica Therma, yani halk arasında bilinen adıyla Kral Kızı Hamamıdır. Antik Roma dönemine uzanan bu devasa yapı, hem tarihi estetiği hem de termal suyun niteliğiyle hayranlık uyandırıyor. Suyun sıcaklığı ve kimyasal özellikleri geçmişte olduğu gibi bugün de şifa arayanlara umut oluyor.
Yerel yönetimler tarafından bu bölgeye yönelik çeşitli turizm yatırımlarının planlandığı da biliniyor. Tanıtım çalışmalarının artırılması, modern tesislerin yapılması ve ulaşım ağlarının iyileştirilmesiyle Sarıkaya’nın önümüzdeki yıllarda çok daha geniş bir kitleye ulaşması bekleniyor.
Gezilecek Yerler: Kerkenes Harabeleri’nden Çamlık’a Uzanan Tarih ve Doğa Rotaları
Yozgat, keşfe açık pek çok doğal ve tarihi alan barındırıyor. Şehir merkezine çok uzak olmayan Çamlık Milli Parkı, Türkiye’nin ilk milli parklarından biri. Karaçam ormanları, yürüyüş yolları ve kuş gözlem noktalarıyla
özellikle hafta sonu kaçamakları için ideal bir durak.
Sorgun’un Şahmuratlı Köyü’ndeki Kerkenes Harabeleri, Yozgat’ın en gizemli tarih duraklarından biri. Med ya da Frig dönemine tarihlenen bu antik kent, sur duvarları, su sistemi ve kent planlamasıyla arkeoloji dünyasında ilgi uyandırmaya devam ediyor. 1993’ten bu yana süren kazılar, buranın Herodot’un bahsettiği Pteria kenti olabileceğini işaret ediyor. M.Ö. 547’de Persler tarafından ele geçirilen ve büyük bir kısmı esir alınan halkın hikâyesi, bölgenin tarihsel önemini daha da görünür kılıyor. Kumtaşının mimari yapılarda sıkça kullanılması, heykel ve yazıtların da karakterini belirleyen detaylar arasında.
Yozgat merkezdeki Çapanoğlu Camii ise 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin zarif örneklerinden biri. Taş işçiliği ve iç süslemeler, ziyaretçilerin dikkatini çeken başlıca unsurlar.
Turizmde Yeni Adımlar: Yozgat’ın Sessiz Gücü
Son yıllarda Yozgat’ta turizmi canlandırmak adına önemli girişimler yapılıyor. Gastronomi festivalleri, yerel lezzetlerin yeniden tanıtılmasını sağlarken; termal tesislerin modernizasyonu ve doğa rotalarının düzenlenmesi de şehrin cazibesini artırıyor. Pandemi sonrası iç turizme olan yöneliş, Yozgat’ın da bu süreçte öne çıkmasına yol açtı. Hem doğa içinde sakin bir tatil arayanlar hem de termal sulardan faydalanmak isteyenler için Yozgat güçlü bir alternatif hâline geliyor.
Yozgat’ın Meşhur Değerleri Geleceğe Işık Tutuyor
“Yozgat’ın neyi meşhur?” sorusunun cevabı, aslında şehrin bütününe yayılmış bir kültürel ağı işaret ediyor. Yerel lezzetlerden kaplıcalara, antik kentlerden milli parklara kadar her unsur, Yozgat’ın kendine özgü kimliğini güçlendiriyor. Ünlü isimlerden yerel yöneticilere kadar pek çok kişinin şehrin mirasına sahip çıkması, Yozgat’ın turizm yolculuğunda daha görünür bir noktaya yerleşmesini sağlıyor.




