Merhaba değerli okuyucular, denizlerin mavi derinliklerinden garip kalemimizin kelimeler ile yer bulup cesaret aldığı düşünce dünyamızdan gönül coğrafyamıza edep havuzundan edebiyat gölüne düştüğü yer; köşemize hoş geldiniz…
İnsan duygu ve düşüncelerini çeşitli yöntemler ile anlatırken daha doğrusu seçimi yapar iken tatlı kelam tatlı dil naif cümleler ile dilden kaleme kalemden sizlere anlatmak en güzeli. 
Bu yöntem düşünce dünyasının en güzel olayı ve devrimidir. İnsanoğlu hayatta her sıfatı alıyor, ama kendi sıfatını bir türlü almak istemiyor almaktan üşeniyor. Gün geliyor günün mesleği günün gündeki sıfatını taşıyor ama insanoğlu sıfatını taşıyamıyor. Bazen hayat meşgalesinde unuttuklarımızın içinde en büyük yer tutan kendimiz ve benliğimiz. Bir avuç topraktan yaratıldığını unutuyor. Ben kelimesini kendine benimseyen insanoğlu ben ben dediği günden beri biz kelimesini unutmuş oluyor. 
Bize biz kelimesini hatırlatacak dosta arkadaşa ihtiyacımız var şu dönemde. Hayat su misali akıp geçerken, insanoğlu misafir olarak geldiği bu yalan dünyada misafirliğini unutuyor. Ve öyle olmuş ki insan insana hatırlatması gerekirken insan insana unutturuyor insanoğlu olduğunu ve misafir olduğunu. Keşmekeş bir durum içinde iken insan çoğu şeyi boş veriyor. Aslında boş verdikleri dolu, dolu sandıkları bomboş, tıpkı bu âlemi cihan gibi. Sahte dostluklar türemiş son zamanlarda teknoloji ileri gitse de biz insanoğlu olarak geriye gidiyoruz sanki. Bir tren yoluna devam eder iken trenin gittiği ters yöne doğru yürür gibiyiz. Sevgiler sahte Leylalar ley loş maviler maviş olmuş… 
Adına şiirler romanlar türküler yazılan Leyla ismi artık sıfatını taşıyamaz hale gelmiş. Yorulmuş insanlar yüklerini Leyla’nın sırtına yüklemiş mavi gökyüzü insanoğluna küsmüş, tatlı kelamlar gerçek sevgiler sevdalar hazine gibi saklanır olmuş. Leylaların içini boşaltmışlar mavi gökyüzünün maviliğini almışlar. Gerçek Leylaları yalnız bırakıp sahte Leylaları türetmişler. Ama unuttukları bir şey var Leylalar gönüllerde Leylalar uzakta değil. Belki pencere kirlenmiştir, ama gökyüzü hala maviliğini eşsiz güzelliğini koruyor her şeye inat… Kelimeler hala güzel ve uğruna şiirler yazılacak romanlara konu olacak türkülere isim olacak senaristlere hikâye ve ilham olacak Leyla da mavide var ve hep var olacak. Ne akrep vazgeçecek iğnesini vurmaktan ne de bir derviş akrebi suyun karşısına sokacağını bile bile geçirmekten vazgeçmeyecek. İyilerin olduğu bu evrende kötülerde var olacak. Güller her zaman dikenli gül bahçeleri her zaman bahçıvanlı ve kaplumbağa’lar terbiyecisiz kalmayacak. 
Herkesin bir sahibinin olduğu gibi... Her şiir farklı birisine hitap edecek, insan her kitaptan aldığı tadı lezzeti başka kitaplarda bulamayacak. Her şair şiirini insanoğluna yazacak ama kimi anlayacak kimi okuyacak. 
Farkı fark edip farksız hesapsız gönülden sevenler ve inananlar kazanacak. Kötüler kazanmış gibi görünse de iyiler hep vardı ve var olmaya devam edecek. Kelimeler bitmeyecek sözcükler anlamını yitirmeyecek. 
Şiirler Leylalar için var olmaya ve onlar için yazılmaya devam edecek… Belki burada okuduğumuz Leyla ve mavi bitecek ama birileri her zaman yazacak yazmaya devam edecek. Leyla’da mavide kıymet bilenler için var olacak… Ve Leyla var olacak ki Mevla’ya ulaşmak için…
Bizden bu hafta bu kadar değerli dostlar. Yazımızda kusurumuz oldu ise af ola. Güzel günler sizin ve sevdiklerinizin olması dileği ile. Diğer yazımızda görüşmek üzere sırrın sahibine emanet olun Esen kalın hoşça kalın sağlıklı kalın.