Yozgat'ın Sorgun ilçesi, Karakız Beldesi sınırlarında yer alan 3.200 yıllık Hitit atölyesi ve bazalt aslan heykeli, bölge sakinlerinin ve tarih meraklılarının dikkatini çekiyor. Ancak arkeologların "heykel atölyesi" olarak nitelendirdiği bu alan, son dönemde kaçak kazı yapanların hedefi haline geldi. Açık hava müzesi görünümündeki kalıntılar, kontrolsüz müdahaleler ve yüzey tahribatı nedeniyle ciddi biçimde zarar görüyor. Yerel muhtar ve vatandaşlar, hem eserin korunmasını hem de bölgenin resmi olarak ziyaretçilere açılmasını istiyor; çünkü bunun altındaki daha geniş bir arkeolojik miras olduğu belirtiliyor.

Hitit atölyesinin keşfi ve tarihi değeri
Karakız Mahalle Muhtarı Nazım Gedik ve bölgedeki kaynaklar, alandaki bazalt aslan heykellerinin ve taş işçiliğinin Hitit dönemine tarihlendirildiğini söylüyor. Arkeologlar tarafından "Hitit heykel atölyesi" olduğu tespit edilen bu yerleşim, üç bin iki yüz yıl öncesine kadar uzanan bir üretim merkezinin izlerini taşıyor. Bölgede iki aslan heykeli ve Kazankaya mevkiinde bir kazan figürü bulunuyor; bu öğeler, taş oymacılığı ve ritüel estetik açısından değerli ipuçları sunuyor. Uzun süre açıkta kalan ve yüzeyde görülebilen kalıntılar, yerel hafıza ile bilimsel kayıt arasında köprü kuruyor. Ancak bu tür alanların değeri yalnızca tek bir eserden ibaret değil; toprağın altında daha birçok bilgi ve eser olma ihtimali mevcut. Bu yüzden uzmanların ve yerel halkın ortak bir koruma planı geliştirmesi gerekiyor.

Kaçak kazı ve tahribatın boyutları
Ormanlık arazide, gözle görülür biçimde açılmış çukurlar ve tahrip edilmiş tabanlar mevcut. Muhtar Gedik'in aktardığına göre aslan heykellerinden biri normalde bulunduğu yüksek zemindeyken, defineci müdahalesi sonrası tabanı kazılıp aşağı yuvarlanmış; heykelin yüzeyi ve çevresi tahrip olmuş. Kaçak kazı yapanlar genellikle bir şey bulamadığında kazdıkları yerleri kapatmıyor veya usulüne uygun biçimde geri doldurmuyor; bunun sonucu olarak hayvanlar ve insanlar için tehlikeli çukurlar kalıyor. Orman ekosistemi de bu hareketlerden etkileniyor; bitki örtüsü bozuluyor, toprağın yapısı zarar görüyor. Korunmasız, denetimsiz açık alan arkeolojisi hem somut olarak eseri yok ediyor hem de gelecekte yapılabilecek bilimsel çalışmaları zorlaştırıyor. Yetkililer müdahale edip düzenli koruma sağlanmadığı takdirde, bölgedeki kültürel mirasın onarılamaz biçimde zarar görme riski yüksek.
Yerel çağrı: korunma, müzeleşme ve sürdürülebilir turizm
Karakız halkı ve muhtar, eserin korunup müze veya güvenli sergi alanına alınması gerektiğini vurguluyor. Gedik'in önerisinde iki seçenek öne çıkıyor: Aslan heykelinin köydeki diğer örnekle bir araya getirilmesi veya belediye/il özel idare desteğiyle kurulacak bir müze binasında sergilenmesi. Bu adımlar hem eserin fiziki korunmasını sağlar hem de bölge turizmini ve yerel ekonomiyi canlandırır. Ayrıca kontrollü ziyaretler sayesinde kaçak kazı ile mücadele de kolaylaşır; çünkü ziyaretçi akışı, güvenlik ve denetim altyapısı oluşturulabilir. Bu süreçte arkeologlar, konservasyon uzmanları ve yerel yönetimler ortak çalışmalı; aynı zamanda köy halkına bilgilendirme yapılmalı ve koruma bilinci yerleştirilmeli. Sürdürülebilir turizm planı, sadece eserin korunmasını değil, bölgedeki diğer arkeolojik potansiyelin de açığa çıkarılmasını sağlayacak şekilde tasarlanmalı.





