Bu yazımda da siz değerli okuyucularımdan gelen mektuplara yer vermek istedim. Mektuplara geçmeden önce bir konuya değinmek istiyorum. Bugün 6 Şubat 2024… Kahramanmaraş depremleri üzerinden tam 1 yıl geçti. Bu vesile ile depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza bir kez daha Allah rahmet diliyor ve aynı acıları tekrar yaşamamayı temenni ediyorum. 
İşte sizlerden gelen mektuplar…
1.Mektup (Yaşanmayanlar ve yaşanmak istenenler…)
Bir his… Eksiklik hissi. Tamamlanmama ve zihnin sürekli bir şeyleri düşünmesi. Ve bunun getirdiği içsel savaşlar.
Ne eksikse onu düşünerek geçiriyoruz zamanımızı. Belki de bu kadar düşünmek harekete geçmemizi ve “yeni” olanı görmemizi engelliyor. Yeni hayatı, yeni amaçları, yeni başlangıçları…
Belki üzerine düşünmeye ve hayal kurmaya değer gördüğümüz tek yarım kalmışlıklar olabiliyor. Bu nedenle yeninin önüne bir perde çekiliyor. Hayaller sonu olmayanlar için değil mi? Sonu belli olsa ya da bitmiş olsa hayal kurmaya devam eder miyiz? Hayal yaşanmayan, asla yaşanmayacak olan, kurgulananın dışında yaşanan ya da yaşanması istenen düşüncelerin zihinsel tasarım sürecidir. 
Yaşanmamışlıklar üzerine kurgularız bu nedenle hayallerimizi. Bu yaşanmamış bir aşkın ihtimali üzerine olabilir. Bitmemiş bir romanın sonunun tahmini üzerine ya da izlediğiniz bir filmin son sahnesi üzerine olabilir. Hepsindeki ortak nokta bilinmezliktir. Bilmemek, yabancısı olmak… Bu yüzden yeni tanışılan bir insanla sohbet, yeni gidilen bir şehri keşif, yeni dinlenen bir müziğin verdiği haz farklıdır. Yeni, yaşanmamış olandır. Hevestir, istektir. Belki de önemli olan yeni olması değil de zihnimizde kurgulamamızdır. 
2. Mektup (4:17)
Yine bir şubat günüydü. Saatler 4:17 iken ve henüz yeni bir güne uyanmanın arifesindeyken. Hemen herkesin bir planı vardı ağarmakta olan yeni güne dair… Mesela kimisi o gün söyleyecekti sevdiğini en sevdiğine, mesela o gün bir diğeri af dileyecekti bir önceki gün kalbini kırdığından. Mesela birisi en güzel kıyafetlerini o gün için saklamıştı. Birisi o gün son diyecekken pişmanlıklarına, diğeri için o gün bambaşka bir gün olacaktı. Oldu mu sahiden? 
Evet bir şeyler olmuştu 4:17’yi gösterirken saatler… Enkaz altında kalan hayallerin farkında değildi kimse, enkaz altıda hayatlar aranırken… Sanki olmaz denilene inat olmuştu olanlar. Hani betona su katınca bir şey olmazdı mesela, kolonu kesince bir şey olmazdı… İşte birkaç ton demir eksik olsa bir şey olmazdı, dere yatağına bina yapsan bir şey olmazdı… Olmaz mıydı sahiden? Evet olmadı sahiden… Seven sevdiğini söyleyemedi, o güzel kıyafetler giyilemedi. Kısaca bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. 6 Şubat 2023’te saatler 4:17’yi gösterirken…
3. Mektup (Salkım)
Gece karanlığı çökünce ismini zikreder kalbim
Gök mavisi bir türkü dolanır dudaklarımda
Her mısrasında her dizesinde senden bir parça
Keşke diyorum susmak bu kadar zor olmasa
Yüzümü güleç eyledim sana öfkemi sağır
Gel dolaş sinemde istersen bağır çağır
Bir gün gidersen bu kalp öksüz kalır
Gel de açtır papatyaları yerin bende hep hazır