Anadolu coğrafyası, tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış bir medeniyetler merkezi. Üç tarafı denizlerle çevrili olan bu topraklar, doğu ile batıyı birbirine bağlayan konumu, bereketli toprakları ve zengin su kaynaklarıyla binlerce yıl boyunca birçok kültürün izlerini taşımış durumda. Türkiye genelinde keşfedilen 180’i aşkın antik kent arasında Yozgat’ta bulunan üç önemli merkez; Alişar Höyüğü, Kerkenes ve Tavium, geçmişin kapılarını aralayan önemli duraklar arasında yer alıyor.
Alişar Höyüğü: Hititlerin izinde bir yolculuk

Yozgat’ın en eski yerleşim alanlarından biri olan Alişar Höyüğü, M.Ö. 2. binyılda önemli bir şehir merkeziydi. Hititler dönemine ait izler taşıyan höyükte yapılan kazılar, bu uygarlığın dini ve kültürel yaşamına dair değerli bilgiler sunuyor. Tapınak kalıntıları, çanak çömlek örnekleri ve mimari yapılar sayesinde, Hititlerin gündelik yaşamına dair somut veriler elde ediliyor. Bugün Alişar Höyüğü, hem tarih meraklılarının hem de arkeoloji araştırmacılarının ilgisini çekmeye devam ediyor.
Kerkenes: Anadolu’nun en büyük antik kentlerinden biri

Yozgat’ın Sorgun ilçesi yakınlarında yer alan Kerkenes Antik Kenti, Frigler dönemine ait kalıntılarıyla öne çıkıyor. Yaklaşık 2,5 kilometrelik surlarla çevrili bu büyük yerleşim, Anadolu’nun bilinen en büyük antik kentlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan taş yapılar, şehir planlaması ve savunma mimarisi hakkında önemli ipuçları veriyor. Kerkenes, yalnızca bir antik kent değil, aynı zamanda geçmişin mühendislik anlayışına dair bir açık hava müzesi niteliğinde.
Tavium: Roma döneminin izlerini taşıyor
Bozok Yaylası’nın kalbinde yer alan Tavium, Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki önemli yerleşimlerinden biri olarak biliniyor. Kalıntılar arasında sütunlu caddeler, mozaikli yapılar ve tapınak temelleri dikkat çekiyor. Yapılan kazılar, Roma dönemine ait yaşam tarzını, inanç sistemini ve şehir düzenini daha iyi anlamamıza olanak tanıyor. Tavium’un sunduğu arkeolojik zenginlik, Yozgat’ın tarihsel çeşitliliğini gözler önüne seriyor.
Doğayla iç içe tarih
Yozgat sadece tarihiyle değil, doğasıyla da ziyaretçilerini büyülüyor. Antik kentlerin çevresinde yer alan dağlar, yaylalar, göller ve akarsular; hem doğa yürüyüşü hem de kültürel keşif yapmak isteyenler için eşsiz bir atmosfer sunuyor. Tarih ve doğanın iç içe geçtiği bu bölgeler, yalnızca akademik araştırmalar için değil, aynı zamanda alternatif turizm için de büyük bir potansiyel taşıyor.



