Yozgat Şehir Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Almila Soylu, 22 Ekim Dünya Kekemelik günü dolayısıyla Kekemelik hakkında bilgiler verdi. 
Dil Konuşma Terapisti Almila Soylu, yüzyıllardır var olan kekemeliğin bir akıcılık bozukluğu olduğunu ve  bireyin iletişim yeteneğini belirgin bir şekilde sınırlandırdığını, özellikle çocuklarda akranları ile iletişim bozukluğu ve kişinin kendine olan öz güveninin azalması ile bireyin okul başarısını belirgin bir şekilde düşürebildiğini bunun da hem birey hem de aile için zor bir durum olduğunu ve tedavi edilmediği takdirde erişkin döneme doğru uzayan kronik bir sorun haline gelebileceğini ifade etti.
Soylu, Kekemelik konusunda açıklamasına şöyle devam etti : “Akıcılık bozuklukları kekemelik ve hızlı bozuk konuşma olarak sınıflandırılır. Kekemelik yüzyıllardır var olan bir akıcılık bozukluğudur. 
Kekemelik gelişimsel ve edinilmiş olarak ikiye ayrılır. Edinilmiş kekemelik nedenlerine göre nörojenik ve psikojenik kekemelik olarak ikiye ayrılır.
Gelişimsel kekemeliğin nedenlerine dair bir çok teori olmasına rağmen kanıtlanmış bir teori bulunamamıştır. Yine de genetik ve çevresel faktörlerin kekemeliğin ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir.  Hepimizin konuşurken takıldığı, sözcükleri tekrarladığı ya da sesleri uzattığı anlar olmasına rağmen bu problemlerin şiddetli yaşanıyor olması kişinin akıcılık bozukluğu yaşadığını gösterebilir. Bu problemlere ek olarak kekemeliğe baş sallama, göz kırpma, ayak vurmak gibi ikincil davranışlar da eşlik edebilmektedir.Dil gelişiminin yoğun olduğu dönemde başlayan bu bozuklukta bozukluğun başlangıcında kekemelik yaşayan erkeklerin kızlara oranı 2:1 iken ilerleyen dönemde bu oran artmaktadır"Dedi 
                                                          HABER MERKEZİ
 

Editör: Hakimiyet Gazetesi