Kırmızı altın olarak adlandırılan nar lezzetinin yanı sıra tam anlamıyla bir şifa deposu. Antioksidan özelliğiyle bilinen narın içindeki beyaz zarın şifa kaynağı olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar genellikle atılan beyaz zarın sindirimden bağışıklığa kadar pek çok alanda vücudu desteklediğini belirtiyor.
NARIN ZARI DA TANESİ KADAR FAYDALI
Narın beyaz zarı, tadı biraz buruk olduğu için genellikle çöpe atılıyor. Oysa içerdiği polifenoller ve lifler sayesinde sindirim sistemini rahatlatan ve düzenleyen bir işlevi var. Yüksek lif oranı, bağırsak hareketlerini desteklerken, antioksidan bileşikler de hücreleri zararlı serbest radikallerden korumaya yardımcı oluyor.
'BESİN DEĞERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ'
ABD'de fonksiyonel beslenme üzerine çalışan diyetisyen Emily Carter, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:
'Narın beyaz zarı, yüksek lif içeriği sayesinde bağırsak sağlığını desteklerken, içerdiği antioksidan bileşiklerle bağışıklık sistemine de katkı sağlar. Çoğu kişi tadı nedeniyle bu kısmı atıyor ancak besin değeri açısından oldukça zengin.'
MİDEYİ RAHATLATAN DOĞAL BİR DESTEK
Bilimsel veriler, nar zarında bulunan polifenollerin mide asidini dengeleyici etki gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu yönüyle narın bu kısmı, sindirimi kolaylaştıran ve mideyi onaran doğal bir besin desteği olarak değerlendiriliyor. Ayrıca şişkinlik gibi rahatsızlıkları hafifletici etkileri de gözlemlenmiş durumda.

NASIL TÜKETİLİR?
Bağışıklığı güçlendiren, vücudu çelik gibi yapan nar zarı şu şekilde tüketilebilir:
- Nar taneleriyle birlikte çiğ olarak tüketilebilir.
- Kurutularak bitki çayı karışımlarına eklenebilir.
- Yoğurt veya smoothielerde lif desteği olarak değerlendirilebilir.




