Neleri yitirdik?
Nerelerimizi feda ettik? 
Nerelere veda ettik? 
*
Bir seçim sürecine daha girdik.
Çok konuşulacak.
Çok tartışılacak.
Bildik mevzulara yine girilecek.

Yozgat’ın yapısal durumu. 
Halen tartışılıyor. 
Niye? 
Nasıl tartışıldığına bakmak lazım. 
Maddeleri çok. 
Fakat, iç dinanizmlerin. 
İnatlaşmaları. 
Farklılaşma adına. 
Ayrık kalmaları. 
Kent için bir kayıp. 

Siyasal bakış açısı. 
Yozgat’ın temel sorunlarının başında geliyor. 
Yapılanlarda. 
Yapılmayanlarda. 
Konuşulanlarda. 
Konuşulmayanlarda. 
Hep siyasal. 
Gariptir. 
Ayak oyunları bile siyasal. 
İyi mi? 
Hadi gel, Yozgat’ı değiştir. 
Olmaz. 

Uçlar birbirine yakınlaşmadığından. 
Temel sorunlar çözüme gitmiyor. 
Sonra da arka plandan oyunlara girişiliyor. 
Son dakika golü gibi. 
Planlarla hareket ediliyor. 
Doğru mu? 
Mesele yapıların oluşması değil. 
Mesele yapıların anlayışı. 
Mantıksal bakışı. 
Birbirlerine karşı tutumu. 
Bir anlamda gözünün üstünde kaşı var. 

Sizi bilmem ama. 
Gidişatımız iyi değil. 
Yarın pek iyi gözükmüyor. 
Böyle giderse de. 
Birbirimizi yemekten. 
Birbirimizi yok etmekten. 
Birbirimizi yıkmaktan. 
Başka bir iş yapmayacağız. 

Şöyle etrafınıza bakın. 
Dün gerimizde kalıp. 
Bize gıpta eli bakan şehirlere. 
Göçün sorun illere kentlere. 
Ne haldeler? 
Onlar çok mu iyi? 
Yoksa, biz çok mu kötüyüz? 
Ya da akıllıyız. 
Bunu kavrayabildiğimiz an. 
Çözüme bir adım gitmiş olacağız. 
*
Seçime gidiyoruz.
Sandığa ilerliyoruz.
Ne değiştirir?
Yozgat’a ne getirir?
Bilinmez.
Lakin.
Tek bilinen mevcut yapının anlayışı.
‘Yaptım oldu’, deyip.
Yanlışları dizayn etmesi.
‘Ben bilirim’ deyip.
Bilmedikleriyle yürümesi.
Sandık, bunları değiştirmediği sürece katkı getirmez.
*
Yozgat'ın tek doğrusu...
İstikrardan yana tavrını koyması...
Anlatabildim mi?