Kaldı anılarım yok olup gitti umutlarım
Allah'ım onu gönder bana tükeniyorum yalnızım
Yollarına hasret umutlara
İtirazım var yapılanlara
Anla be zalim bu günahların
Yarısı sana yarısı bana...
Lafa şarkı sözleriyle girmek istedim.
*
Ne alaka demeyin...
Günümüz siyasetinin yansıması.
Satılık siyasetin ta kendisi..
*
Memleket meselesi olduğunda. 
Bizim ahali ayağa kalkıp. 
Ses veriyor. 
Hadi dendiğinde. 
Aradan sıvışıyor. 
Yani, laf ile peynir mevzusu. 

Lafa geldiğinde mangalda kül kalmaz. 
İcraat dendiğinde kimse ortada görünmez. 

Destek ver... Vermezler. 
Katkı sağla... Sağlamazlar. 
Sahiplen... Sahip çıkmazlar. 
Köstek olma. Kösteğin alasını yaparlar. 
Başarısızlık olsun diye gayret gösterenler. 

Toplumsal bütünlüğü bozup.
Birlikteliğin altını kazanlar.
Siyasetin öne çıkıp.
Yönetimsel zihniyetin önceliğine dönüşüyor.
Şehre.
Millete.
Topluma.
Katkısı olmayanın.
Yeni dönemin ‘yönlendirici’ olması beklenebilir mi?
Asla.
Böyle bir ortam içerisinde.
31 Mart'a gidiyoruz.
Siyasetten çok.
Siyasetin arka sokağına giriyoruz
*
Mesele.
Kimin olacağından değil.
Kimin ‘katkı’ vereceğine bakmak lazım.
Bugün.
‘Birlik’telik olgusunun zarar gördüğü kentte.
Yerel seçim planlamasının sağlıklı bir açıdan 
yürütülmesi de tartışma konusudur.
*
Yozgat üzerinden siyasal hesap yapılıyor.
Çıkar mı? 
Çıkmaz mı? 
Olur mu? 
Olmaz mı? 
Yaparlar mı? 
Yapmazlar mı? 

Yozgat’ın bütünleştiği. 
Gruplaşmaların kalktığı. 
Ötekileşmenin bitirildiği. 
Yandaşlığın unutulduğu. 
Toplumsal kaynaşmanın sağlandığı. 
Beklentimiz tek önceliğimiz.
*
Siyasetin 'satış' malzemesine dönüşmesi...
Kişisel önceliklerle...
Yarınların hazırlanması.
'Güç' planlamalarıyla.
Sistem oluşturulması.
Adaydan çok 'kişiye özel' yol bulunması.
Samimi ve niyet siyasetini gözler önüne seriyor.
Anlatabildim mi?