Tuzun vücutta sıvı dengesi, kan basıncı düzenlenmesi, asit-baz dengesi ve sinir-kas sisteminde önemli görevleri olduğunu belirten Dr. Şahin, aşırı miktarda tüketildiğinde ise birçok sağlık problemine neden olmakta olduğunu ve insan sağlığını olumsuz etkileyen bir halk sağlığı problemine dönüşmekte olduğunu vurguladı.
Dr. Şahin yaptığı açıklamada, “Vücutta sıvı dengesinin ve dolayısıyla kan basıncının düzenlenmesinde, asit-baz dengesinin sağlanmasında ve sinir-kas sisteminde uyarıların iletilmesinde tuzun (NaCl) önemli görevleri bulunmaktadır. Aynı zamanda antiseptik özelliği de olan tuz, tümünü yok etmese de nem miktarını büyük oranda düşürerek gıdaların bozulmasına neden olabilecek bakterilerin üremesini kontrol altında tutar; bu özelliğinden faydalanarak çeşitli gıdaların saklanmasında, koruyucu olarak kullanılır. Ancak aşırı miktarda tüketildiğinde birçok sağlık problemine neden olmakta ve insan sağlığını olumsuz etkileyen bir halk sağlığı problemine dönüşmektedir” ifadelerine kullandı.
Dr. Fatih Şahin, yüksek tuz tüketiminin; yüksek kan basıncı, artmış kalp hastalıkları ve inme riski oluşturduğunu söyleyerek, “Yüksek kan basıncı (hipertansiyon), kalp-damar hastalıklarının en önemli risk faktörüdür. Yüksek kan basıncı dünyadaki tüm ölümlerin yüzde 13’ünden sorumludur. Kan basıncı seviyesinin en önemli belirleyicisi, diyetle alınan sodyum yani tuz miktarıdır. Yüksek sodyum (günde 2 gram’dan fazla) ya da tuz (günde 5 gram’dan fazla) tüketimi; yüksek kan basıncı, artmış kalp hastalıkları ve inme riski oluşturur. Günümüzde yapılan son çalışmalarda da fala tuz kullanımı ve sağlık etkileri benzer sonuçlar vermektedir. Tuz tüketiminin azaltılması kan basıncının düşürülmesi ve dolayısı ile inme, kalp damar hastalıkları ve böbrek hastalıkları riskini azaltmasında en etkili yöntemlerden birisidir. Günde 5 g’dan daha az tuz alımı inme riskini yüzde 23, kalp damar hastalıkları genel hızını yüzde 17 azaltmaktadır” diye konuştu.
Tuz kullanımı hakkında detaylı bilgiler de paylaşan Şahin, “Değişik isimlerle piyasada bulunan çeşitli tuzların ayrıca sağlığa yararlı etkileri olduğuna dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Tüm tuz çeşitlerinin ana bileşeni NaCl olup bu tuzların da az tüketilmesi gerekmektedir. Ürün gruplarında Eylem Planında belirlenmiş olan tuz limitlerine uyulup uyulmadığının denetlenmesi ve geri bildirimlerin ilgili kurum ve kuruluşlara rapor edilmesi gerekmektedir. Ambalajlı gıdalarda ürün etiketlerindeki içerik listesinde Sodyum (Na) ya da tuz (NaCl) miktarının günlük karşılama oranının da belirtilmesi, ön yüz renkli etiketleme olması önemlidir. Ülkemizde tuz yer altı kaynak tuzları, deniz, göl ve kaya tuzu kaynaklarından elde edilmektedir.r” dedi. HABER MERKEZİ