Yozgat Bozok Üniversitesi Başarı Çıtasını Yükseltiyor
Yozgat Bozok Üniversitesi Başarı Çıtasını Yükseltiyor
İçeriği Görüntüle

Yozgat’ta yarım asırdır ayakkabı tamiri yapan 59 yaşındaki Bekir Tansel, el emeği göz nuruyla yürüttüğü mesleğine hâlâ tutkuyla bağlı. Henüz 9 yaşında babasının yanında adım attığı kunduracılık, onun için sadece bir geçim kaynağı değil, hayatının anlamı olmuş. “1970’te başladım, 1979’da kendi dükkânımı açtım. O günden beri buradayım” diyen Tansel, her sabah dükkânının kapısını aynı heyecanla açtığını söylüyor. Ancak usta, mesleğini devredecek bir çırak bulamamaktan dertli.

“Lüks Tüketim Sanatkârlığı Gölgede Bıraktı”

Günümüzde ayakkabı tamiri gibi zanaatlara ilginin azaldığına dikkat çeken Tansel, “Eskiden ayakkabı yırtıldığında tamire getirilirdi, şimdi ise yenisi alınıyor. Lüks yaşam hevesi gençleri zanaatkârlıktan uzaklaştırdı” diyor. Buna rağmen ayakkabı fiyatlarının yükselmesiyle birlikte tamir işlerine yine de belli oranda talep olduğunu ifade ediyor. Tansel’e göre bu talepler, özellikle orta gelir grubundan geliyor. “İnsanlar mecburen tamir ettiriyor ama gençler, tamir görmüş ayakkabıyı giymek istemiyor” sözleriyle toplumdaki değişimi özetliyor.

“Çırak Bulamıyoruz, Sanatkârlık Tükeniyor”

Tansel’in en büyük kaygısı, mesleğini devredecek bir çırak bulamamak. “Bu iş eğitimle devam edebilir. Çıraklık okulları bu anlamda çok önemli ama ne yazık ki ilgi yok” diyor. Yarım asırlık emeğini boşa gitmiş gibi hissetmek istemeyen usta, yeni neslin bu tür el sanatlarına yönelmemesinden üzüntü duyuyor. Tansel, “Bizden sonra bu mesleği sürdürecek kimse kalmayacak gibi. O yüzden sanat da sanatkârlık da giderek kayboluyor” diyerek, hem mesleğine duyduğu tutkuyu hem de geleceğine dair kaygılarını dile getiriyor.

“Ben Bu Mesleği Severek Yaptım, Yine Seçerim”

Tüm zorluklara rağmen işini severek yaptığını her fırsatta vurgulayan Bekir Tansel, mesleğine olan sevgisini şu sözlerle özetliyor: “Dünyaya bir daha gelsem yine ayakkabı tamircisi olurum.” Bu cümle, onun yarım asırlık mesleki yolculuğunu ve el emeğine olan bağlılığını en sade haliyle anlatıyor. Ustanın dileği ise basit: Emek verilen bu zanaatin bir gün yeniden kıymet görmesi.

Muhabir: SALİH AKGÜL