Dünya kuru üzüm piyasasını domine eden Türkiye, ihracattaki en büyük kabusu olan 'toksin' sorununu yerli bilimsel projeyle aşıyor. Hitit Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi'nde yürütülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen çalışmada kritik bir eşik aşıldı. Türk bilim insanları, kimyasal ilaçlar yerine doğal savaşçı mayalar kullanarak 500 milyon dolarlık dev pazarı koruma altına aldı. Geliştirilen yöntem sayesinde sınır kapılarından dönen ürün devri kapanıyor.
KİMYASAL İLAÇ DEĞİL DOĞAL MAYA KULLANILACAK
Proje yürütücüsü Dr. Tuba Büyüksırıt Bedir ve Prof. Dr. Bülent Kabak yönetimindeki ekip, gıda güvenliğinde yeni bir sayfa açtı. TÜBİTAK 3501 programından 1 milyon lira bütçe alan çalışmada, sentetik ilaçların yerini 'antagonistik mayalar' alıyor. Bu özel mikroorganizmalar, üzümdeki zararlı küflerin çoğalmasını biyolojik olarak baskılayarak zehir üretimini daha kaynağında kurutuyor. Yöntem, gıda sanayisinde sentetik koruyucuların pabucunu dama atacak nitelikte.
DÜNYA PAZARININ YÜZDE 32'Sİ TÜRKİYE'NİN ELİNDE
Türkiye, yıllık 856 bin tonluk küresel kuru üzüm ticaretinin tek başına 277 bin tonunu karşılıyor. Dünya pazarının yüzde 32'sini elinde tutan sektör, her yıl kasasına yaklaşık 500 milyon dolar koyuyor. Ancak Avrupa sınırlarında yapılan analizlerde çıkan yüksek toksin değerleri, ihracatın önündeki en büyük bariyer olarak duruyordu. 2020-2025 yılları arasında Avrupa'dan gelen gıda güvenliği uyarılarının dörtte birinin Türkiye kaynaklı olması, Çorum'da geliştirilen bu projenin hayati önemini bir kez daha ortaya koydu.
KANSER VE BÖBREK HASARINA KARŞI BİYOLOJİK KALKAN
Geliştirilen doğal antimikrobiyal maddeler, paketleme öncesindeki yıkama aşamasında üzümlere uygulanacak. Dr. Bedir, bu yöntemin sadece ekonomiyi değil insan sağlığını da doğrudan etkilediğini vurguladı. Karaciğer ve böbrek hasarından kansere kadar birçok hastalığa yol açan zehirli küfler, bu yöntemle etkisiz hale getiriliyor. Böylece tüketici sofrasına gelen ürün, zehirden tamamen arındırılmış oluyor.
