Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata, İHH Yozgat Temsilciliği tarafından düzenlenen “Gençlik Söyleşileri” programında “İleri Düzey Gelişim için Cumhuriyet ve Bilimin Rolü Üzerine” başlıklı konuşmasıyla dikkat çekti.
Böyükata, Cumhuriyet fikrinin sadece bir yönetim biçimi olmadığını, aynı zamanda bireyi sorumluluk sahibi kılan bir zihniyet dönüşümü olduğunu vurguladı. Cumhuriyet’in özgür düşüncenin hayat bulduğu bir sistem olduğunu belirterek, bilimin bu zihniyet değişiminin itici gücü olduğunu ifade etti.
“Cumhuriyet, halkın yöneticisini seçip bıraktığı bir şekil değil; bireyin ülkesinin kalkınmasına aktif katkı sunduğu bir düzendir,” diyen Böyükata, bilimin ve aklın doğru kullanılmasının gelişimin anahtarı olduğunu söyledi.
Bilimin Toplumsal Gelişimdeki Gücü
Prof. Dr. Böyükata, söyleşide Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte yaşanan zihniyet değişiminin, Türkiye’nin modernleşme sürecinin başlangıcı olduğunu hatırlattı. Bilimsel üretimin ve eğitim anlayışının gelişimiyle birlikte 1933 Üniversite Reformu’nun önemine değinen Böyükata, üniversiteleşme hedefinin uzun yıllar sonra tamamlandığını ancak kalite bakımından hâlâ mesafe alınması gerektiğini belirtti.
Endüstriyel devrimlerden günümüze kadar bilginin toplumları dönüştüren en güçlü unsur olduğunu vurgulayan Böyükata, “Bilgi üreten ve onu hayata yansıtan üniversiteler, güçlü toplumların bel kemiğidir” dedi.
Bilimsel Özgürlük ve Cumhuriyet Değerleri
Cumhuriyetin, bilimsel merak ve özgür düşüncenin güvenli zemini olduğunu dile getiren Böyükata, demokrasinin, laikliğin ve bilimsel yöntemin serbestliğinin ileri düzeyde uygulanması gerektiğini belirtti. Batı dünyasının bu değerlere büyük bedeller ödeyerek ulaştığını hatırlatan akademisyen, Türkiye’nin bu alandaki ilerlemesini “bilimsel özgürlük bilinciyle” sürdürmesi gerektiğini ifade etti.
TÜBİTAK, TÜBA, TENMAK gibi kurumların bilimin kurumsallaşmasında önemli rol oynadığını da söyleyen Böyükata, “Bilimin toplumsallaşması, ülkenin ilerlemesi için zorunludur” dedi.




