Gaziantep’te yaşayan 70 yaşındaki Recep Özkendirci, çocukluk yıllarında tanıştığı fotoğrafçılığı tam 55 yıldır sürdürüyor.

Hayatını Bu Mesleğe Adadı

Almanya’da ağabeyinin yanında yaşarken fotoğraf makinelerine duyduğu merakla fotoğrafçılık mesleğine adım atan Özkendirci, 14 yaşında Gaziantep’e döndüğü günden bu yana neredeyse hayatının tamamını fotoğrafçılığa adadı. Zaman içinde bir ekmek kapısı olarak başlayan bu yolculuk, Recep Özkendirci için kısa sürede bir tutkuya dönüştü. Teknolojinin gelişmesi, yüksek çözünürlüklü cep telefonlarının yaygınlaşması ve stüdyo kültürünün zayıflaması mesleği zorlasa da Özkendirci, sağlığı el verdikçe deklanşöre basmaya devam edeceğini belirtiyor.

55 Yıllık Fotoğrafçılık Serüveni: Çıraklıktan Ustalığa

Adsız Tasarım (6)-23Fotoğraf makineleriyle ilk kez Almanya’da tanışan Recep Özkendirci, bu ilgisini mesleğe dönüştürmek için 1972’de Gaziantep’te bir fotoğrafçı dükkânı açtı. Başlarda ailesinin geçimini sağlamak için yaptığı bu iş, kısa süre içinde hayatının merkezine yerleşti.
Stüdyo fotoğrafçılığının altın dönemlerinde yüzlerce nişan, düğün ve özel gün çekimine imza atan Özkendirci, yıllar içinde hem ticari anlamda büyüdü hem de birçok gence fotoğrafçılığı öğretti. Eski tip film banyolarından rötuş masalarına kadar fotoğrafın her aşamasını yakından bilen usta fotoğrafçı, o dönemleri “gerçek sanatın içinden geçtiğimiz zamanlar” olarak tarif ediyor. Bugün 70 yaşına gelmesine rağmen hâlâ sabah dükkânını açıp müşterilerini karşılamaktan büyük keyif aldığını söylüyor.

Dijital Dönüşümün Gölgesinde Fotoğrafçılık: “Teknoloji Mesleğimizi Bitirdi”

Eskiden en özel günlerin vazgeçilmez adresi olan fotoğraf stüdyolarının neredeyse yok denecek kadar azalmasından yakınan Özkendirci, değişimin en büyük sebebi olarak cep telefonlarını gösteriyor.
Yüksek çözünürlüklü kameraların yaygınlaşmasıyla insanların profesyonel fotoğrafa olan ilgisinin azaldığını belirten usta fotoğrafçı, “Eskiden film takardık, banyo yapardık, rötuş yapardık. O süreçler hem zordu hem de ayrı bir güzelliği vardı. Ama teknoloji mesleğimizi tamamen etkiledi. Düğünlerde bile herkes telefonla fotoğraf çekiyor, dış çekimler bile artık telefonlarla yapılıyor” sözleriyle mesleğin geçirdiği dönüşümü anlatıyor.
Özkendirci, filmli makinelerle çalıştığı yılları özlemle anıyor ve her fırsatta “Eski fotoğrafçılık çok daha güzeldi” diyerek geleneksel yöntemlerin değerine dikkat çekiyor.

“Sağlığım El Verdiği Sürece Makineyi Bırakmam”

Her şeye rağmen mesleğini sürdürmeye kararlı olan Özkendirci, dükkânında hâlâ vesikalık ve özel çekimler yapmaya devam ediyor. Dış çekimlere de zaman zaman giden usta fotoğrafçı, “Fotoğrafçılık artık eski cazibesini yitirdi ama yine de elimden geldiğince sürdürüyorum” diyor.
Gençlere mesleği önermediğini açıkça ifade eden Özkendirci, dijital ortamın fotoğrafçılık mesleğini kökten değiştirdiğini, hatta büyük ölçüde bitirdiğini dile getiriyor.
Ancak tüm zorluklara rağmen 55 yıldır elinden düşürmediği fotoğraf makinesini bir gün tamamen bırakmak gibi bir niyeti yok:

“Dünyaya bir daha gelsem fotoğrafçılık yapmazdım ama bugün hâlâ bu makine elimde. Sağlığım el verdiği sürece bırakmam.”

Kaynak: İHA