Yozgat’ın köylerinde yapımı devam ettirilen Kavurga köylüler tarafından hazırlanmaya devam ediyor.
Geçmişte kırsal kesimlerde; buğday ile Hint kenevirinden elde edilen çedenenin tandırlarda kavrulmasıyla hazırlanan 'Çedeneli Kavurga' unutulmaya yüz tutmuş kuruyemişler bulunsada kültürel değerler arasında yer alıyor.
Yozgat’ın Divanlı köyünde yaşayan Zöhre Aldemir kavurganın kuruyemişlerin atası olduğunu belirterek, "Kavurga, Yozgat'ın önem verdiği yiyeceklerden bir tanesidir. Bir manada kavurgaya kuruyemişin atası demek de mümkün. İmkanların daha kısıtlı olduğu dönemlerde insanların biraz da eğlencelik olarak yediği bir kuruyemiş türüdür. Daha önce evlerde yapılıyordu ama son zamanlarda unutulmaya yüz tutmuştu. İnsanlarımız bu lezzeti özlemişler. Bir manada da insanlarımız bu lezzetle birlikte geçmişe, maziye de dönüş yapıyor” dedi.
Meryem Erdem ise kavurgayı tandır başında kavururken hazırlanışını anlattı. Erdem, "Buğdayımız eleniyor eleme aşamasından sonra ekmek sacı üzerinde yağ ve tuz eşliğinde bulgur kavruluyor. Sarı şeklini aldıktan sonra ocaktan alıyoruz. Daha sonra çedene de bulgur gibi aynı işlemden geçiyor. Kavrulduktan sonra buğday ve çedene ikisi birlikte birleştiriliyor ve kavurga hazır hale getiriliyor" şeklinde konuştu. Kavurganın Yozgat'a has kültürel bir kuruyemiş çeşidi olduğunu da söyleyen Erdem, Kavurganın Yozgat'a gelen misafirlere ikram olarak sunulduğunu ve köylerinde hala yapıldığını dile getirdi.
Yıllardır tandırlarında kavurga pişirdiklerini söyleyen Nezaket Koçaker ve Fatma Uyar ise. “eskiden kuruyemiş olarak kavurgayı tükettiklerini şimdilerde ise atalarından kalan bu değeri gençlere tattırmanın mutluluğunu yaşadıklarının altını çizdi. Ayrıca genç nesillere de yapılışını gösterip öğretiyoruz, bu kültürü nesilden nesile aktarmalıyız” dedi.