Yusuf Mirza’nın Doğumuyla Değişen Hayat
Yozgat’ın Şefaatli ilçesine bağlı Alifakılı köyünde yaşayan Meral Gülhan, oğlu Yusuf Mirza’nın doğumundan bu zamana kadar geçen süreci, sessiz ama ağır bir mücadele olarak anlatıyor. Doğum öncesi tüm tetkiklerin normal olduğunu söyleyen Meral Gülhan, doğumdan 4 ay sonrasına kadar hiçbir belirti olmadığını, ancak Yusuf Mirza’yı dört aylıkken götürdükleri sağlık ocağında yapılan yönlendirme üzerine başlayan hastane sürecinin aile için dönüm noktası olduğunu ifade ediyor. Yozgat’tan Kayseri’ye yönlendirilen ve Kayseri’de konulan Down sendromu tanısının ardından hem endişe hem belirsizlik dolu günler yaşayan anne Gülhan, “O zamanlar çok ağladım, çok zorlandım ama şimdi boşunaymış diyorum” sözleriyle o günlerin duygusal ağırlığını dile getiriyor.
“Sevgiyle Büyüyor”
Kayseri’de yapılan değerlendirmede doktorlar, Yusuf Mirza’nın erken yaşta özel eğitime başlaması gerektiğini söylüyor. Anne Gülhan, o dönemde köyde yaşadıklarını, eşinin çiftçilikle uğraştığını ve şehir merkezine taşınma imkânlarının olmadığını söylüyor. Bu süreçte en büyük destek Meral Gülhan’ın ablasından geliyor. Yusuf Mirza’nın eğitimine düzenli devam edebilmesi için oğlunu bir süreliğine ablasına emanet ettiğini söyleyen Gülhan, güven duygusunun önemini vurguluyor
“Her hafta gidip görüyorduk. Ablamın yanında çok sevgi gördü, eğitimini aksatmadı.”
Aile geçen yıl Yozgat şehir merkezine taşınarak oğlunun yanına geliyor. Meral Gülhan, bir yıldır Güneş Anaokulunda çalışıyor ve aynı süreçte Yusuf Mirza da anaokuluna giderek eğitimine devam ediyor.
Oğlunun evin neşesi olduğunu söyleyen Gülhan, “Eve her gidişimde boynuma sarılıyor. Evde babaannesi, teyzesi ve iki abisiyle birlikte sevgi içinde büyüyor” diyor.
“Toplumdan Tek İsteğim Tuhaf Bakmayın, Sevgiyle Yaklaşın”
Günlük yaşamlarında ciddi bir zorluk olmadığını ifade eden anne, Yusuf Mirza’nın ilgi ve sevgiye alıştığını ve insanlardan da bu yakınlığı beklediğini dile getiriyor.
Evde birlikte oyun oynadıklarını, hafta sonlarını birlikte geçirdiklerini söyleyen Gülhan, oğlunun özellikle müziği, oyun alanlarını ve eğlenceyi çok sevdiğini anlatıyor.
Ancak aile için en zorlayıcı şey, zaman zaman karşılaştıkları toplumsal bakışlar oluyor. “Oyun parkında ya da dışarıda, bazı insanların tuhaf bakışları beni üzüyor” diyen Gülhan, özel çocuklara karşı anlayış ve sevgi beklediklerini vurguluyor
“Şöyle bir bakıyorlar, sanki farklıymış gibi. Oysa o da çocuk. Özel çocuk gözüyle değil, normal çocuk gibi yaklaşsınlar.”
“Doktorun Dediği Doğru Çıktı İlgi ve Sevgi Hayata Bağladı”
Meral Gülhan, oğlunun sosyal hayata uyum sağlamakta hiç zorlanmadığını, doktorların yıllar önce söylediği “Bu çocuğu hayata sevgi bağlayacak” sözlerinin bugün tam karşılık bulduğunu söylüyor. Oyun çağında olduğu için ekran kullanımını sınırladığını, bol bol fiziksel oyunlar oynadıklarını anlatan Gülhan, “Yusuf şimdi ihtiyaçlarını söylüyor, acıktım demeyi öğrendi, kendi oyunlarını kuruyor. Her gün biraz daha geliştiğini görmek büyük bir mutluluk” ifadelerini kullanıyor.
Aile, özel çocukların da tıpkı diğer çocuklar gibi sevgiye, ilgiye ve anlayışa ihtiyaç duyduğunu hatırlatarak toplumdan daha duyarlı davranılmasını istiyor.